9 Temmuz 2015 Perşembe

Büyük Buhran


Yine vazgeçmek yok temalı bir yazıyla daha karşınızdayım.  Kendimi tekrarlar gibi görünsem de sanırım sürekli yüzleşmek zorunda kaldığım bir engel hayatımda bu.  Motivasyonumun en yüksek olduğu 10 kilo verdim zamanlarından sonra olanlar oldu çünkü.  3 hafta boyunca değil kilo vermek bir de üstüne yarım kilo aldım.  %100 diyete uyum, aksatılmayan yürüyüşler, bitki çayı destekleri, vakitli uyuyup uyanmak, ilaçlarımı aksatmamak.... Kilo vermek için yapılması gerekenler listemdeki her şeyi eksiksiz yapıyordum halbuki...

Neden veremiyorum diye kendi kendimi ne kadar yediğimi tahmin edersiniz muhtemelen. Kendimi üzmemeye, kafama takıp strese gimemeye çalıştım olabildiğince.  Tabii bu arada Formeo'da küçük çapta bir alarma sebep verdim diyebilirim.  Gayet verimli giden süreç duraksamaya uğrayınca önce baraj kilosu olduğundan şüphelenildi, ki çok mümkün çünkü geçen sene bu kilolarda geziniyordum sürekli.  Ama duraksama devam edince hormon ve kan tahlillerimi yaptırmamı istediler diyetisyenlerim.  Zira ortada ters bir şey vardı.  Nitekim, sonuçlar gösterdi ki kendisinden zerre hazzetmediğim çalışmayı reddeden ilaçla desteklediğim tiroid bezlerim ilaç desteğiyle bile çalışmamaya başlamışlar.  Ne güzel değil mi? Normalde 6 ayda bir rutin yaptırdığım testler bunlar.  Düşünsenize normal rutinde devam ettiğimi? Muhtemelen kilo vermem durmakla kalmayacak, almaya başlayacaktım ve onca emek ve umut çöpe gidecekti.  Bir kez daha profesyonel yardım almanın hayat kurtaran etkisini gördüm hayatımda. 

Şimdi bakınca aslında kendim de farketmeliydim diyorum çünkü uykum yine ağırlaşmıştı, depresif ve sinirliydim, sürekli bir bezginlik ve tembellik hali baş gösteriyordu.  Ama sanırım olayların içindeyken objektif bakamıyoruz duruma, dışardan gelen bir öneri, farklı bir bakış açısı her eşyin yönünü değiştirebiliyor. 

Sözün özü, demek istediğim her şeyi doğru yaptığınıza inanıyorsanız ve ters giden bir şeyler varsa önce kendi içimizi, vücudumuzu kontrol etmek lazım :) Ve tabii ki bu süreçte umudumuza olabildiğince sahip çıkıp yola devam etmeye bakacağız :)

Sevgiler.


Not: Bütün bunların üstüne 1.3 kilo vererek büyük duraksamayı umuyorum ki geride bıraktım :) Tartıda 7'li rakamları görmek paha biçilemez.  Darısı 6'lara ve belki 5'lere :))

18 Haziran 2015 Perşembe

İç Sesinle Savaş


Kilo vermeye karar vermek- evet kilo vermek değil, benim açımdan en zorlayıcı tarafıydı diyet serüveninin.  Her gün ayna karşısında “KİLO VERMEM LAZIM!!” serzenişleri  ya da arkadaşlarla, aileyle beraberken “diyete başlayacağım” değil bahsettiğim. Bu söylenişler bence biraz savunma mekanizmamızın işi.  Böyle dillendirince çözmeye başlamışız da kilolar bu cümleler söylendikçe gidecekmiş gibi geliyor. Bir nevi anlık kafa rahatlatmak işte.  Artık durumun ciddiyetinin farkına varıp zihinsel olarak hazır olmak ise asıl zor kısım. Çünkü o zaman alışkanlıklar değişmeye başlıyor, rutinimiz değişiyor ve eğer benim gibiyseniz duygusal açlıkla devamlı bir savaş halinde kalmak gerekiyor.  Ve ben şanslıydım ki beni bu kararımdan saptırmayacak bir sürü insanın desteğiyle devam ediyorum yoluma. Ama bütün dünya destek olsa da, iç sesimize söz geçiremedikten sonra bir anlamı yok.



İç sesimiz adeta küçük bir şeytan bence. Bu sadece kilo vermek anlamında değil, hayatımızın her yeni adımında, alınacak risklerde, yeni başlangıçlarda hep hazırda bekliyor.  Bizi sindirmek, geri adım attırmak ve kurtulmaya çalıştığımız karanlıklara döndürmek en büyük hazzı :/ Üstelik neredeyse kendimi bildim bileli orada olan o ses nasıl susturulur ki?  Evet belki tam anlamıyla asla ortadan kalkmıyor ama ağzının payını vermek mümkün :)

Benim en çok duyduğum cümleler şu şekilde:

“Başaramayacaksın.”
“En fazla 1 ay dayanırsın.”
“Hiçbir değişiklik yok işte!Hala şişmansın!”
“1 seferden bir şey olmaz, boz diyeti”
“İşe yaramıyor.”
“Tamam şu kadar kilo vermiş olabilirsin ama daha vermen gereken kiloya bak!!”

Bu ve benzeri düşünceler bir hücum etti mi kurtulmak çok zor gerçekten.  Ben hala tam anlamıyla başarılı olup susturabiliyorum diyemem ama gelişme kaydediyorum.  Özellikle ölçüm günleri yaklaştıkça daha çok duyuyorum bu sesleri.  Şimdilik en başarılı susturma yöntemim müzik, yürüyüş ve temizlik :)))

Bir de kendime telkin vermeye başladım.  Gerçekçi davranıp, duygusal değil de mantık çerçevesinde düşünmeye çalışıyorum:

*Evet daha önce başaramadım, ama bu sefer başarmamam için bir sebep yok, zararın neresinden dönülürse kar sonuçta. 
*Evet hala şişmanım belki ama sağlıklı olmaya ve ideal kiloma daha yakınım.  Ya hiç vermemiş olsaydım?
*Evet tatlılar, abur cuburlar, fast food çok çekici, inkar edemem, ama bozduktan sonra hissedeceğime %100 emin olduğum o acı  pişmanlık ne olacak? Hem artık sağlıklı alternatifler konusunda da daha bilgili olduğum için her istediğimi sadece değişik versiyonuyla yiyorum :)
*Evet bu diyet işe yarıyor, bunu ben kendimde görmesemde- yada görmeyi reddetsem de dışardan farkedilir noktaya geldim yavaş yavaş ve bundan büyük motivasyon yok bence :) O “Zayıflamışşın.” cümlesi mucizevi etki yaratıyor doğrusu :)
*Evet yolum daha uzun, ama bu uzun yolda beni caydırmadan götürecek şekilde besleniyorum.  Her sabah gün sayıp bitiş gününü beklediğim türden bir diyet değil bu, ki artık diyet de değil, yaşamımın bir parçası. 

İç sesimize disiplin verebilirsek önümüzdeki en büyük engel kalkıyor.  İnsana kendinden daha büyük engel çıkaran başka bir şey yokmuş gerçekten.  Alışkanlıklar, rutinler, güvende hissettiğimiz alan onları ilk terketme teşebbüsümüzde isyana geçiyorlar.  Ama bütün bunları kırmak elimizde.  Her yeni günde, sabırla ve belki binlerce kez kendimize tekrar ederek ve sonunda kendimizi başarabileceğimize inandırana dek...
Sonrasında o imkansız görünen başarı kendini gösteriyor zaten :)


1 Haziran 2015 Pazartesi

10 Adımda 10 Kilo

Herkese merhabalar!



2 ayımızı bitirdik ve ben kısaca hayatımda değiştirdiğim 10 adımla nasıl 10 kilo verdiğimi anlatmak istedim.  Belki aralarında daha önce hiç duymadığınız bir şey yok ama belki sıradan bir kız çocuğundan duymak sizi ikna edebilir ve siz de hayatınızda bu 10 değişikliğe yer verirsiniz :)


 1) KENDİNİ SEV!!!!
Bunu halen tam manasıyla gerçekleştiremiyor olsam da gelişme kaydettim bence :) Kendinizi sevmeden olmuyor hanımlar, beyler.  Kendimizi seveceğiz ve en iyi, en sağlıklı versiyonumuza ulaşmayı hedefleyeceğiz.  Evet kilo aldık, aynalara küstük belki ama değiştirmek de elimizde değil mi? Sebze-meyve değil ki bu çürüyünce bozulunca çöpe atalım.  Bedenimiz ömür boyu bizimle ve her iyi adımımıza da cevap verecek.  Asla geç değil. Yeter ki kendimize küsmeyelim.


 2)POZİTİF KAL, STRESE GİRME!
Hepimiz mucizevi sonuçlar istiyoruz inkara gerek yok.  Ama sağlığımızı çöpe atmayı göze almadıysak-ki bu bir seçenek olmamalı asla, biraz gerçekçi biraz da sabırlı olacağız. Arada tartıda artılar göreceğiz, arada minnoş vücudumuz direnecek değişime ama kırılacak, o eksiler eninde sonunda görünecek, güvenin bana. Stres yaptığımız an her şey kitleniyor.  Kendimizi aç bıraksak bile kilo verilmiyor.  Rahatlayacağız, akışına bırakacağız hayatı :)


 3)BİR BİLENE DANIŞ
Her gün gazetelerde, televizyonda, internette yüzlerce diyetle karşılaşıyoruz değil mi? İtibar etmeyin gözünüzü seveyim. Her birimiz eşsiziz, hepimiz farklıyız e o zaman ne demeye fabrikasyon diyetlere itibar edelim ki? Evet belki işe yarayacak, ama kime ve ne karşılığında? Ve evet herkesin bütçesi diyetisyene gitmeye yetmiyor ama diyetisyenleri takip etmek ve önerilerini hayata geçirmek de oldukça etkili olacaktır.  Tabii bütçesi yetenlerin kesinlikle gitmelerini tavsiye ederim, hayatınızı baştan aşağı değiştiren bir etkiye sahipler.


 4)KLİŞELERE&EFSANELERE KULAK ASMA!!
Yok kutu süt sağlıksızmış, yok akşam 6'dan sonra bir şey yenmezmiş, yok ara öğün metabolizmayı tembelleştirirmiş 3 hatta 2 öğün yetermiş....YALAN! Vallahi yalan,billahi yalan. işte önünüzde ben varım günde 3 ana ve 4 ara öğünle gece 9'da ara öğün yaparak 10 kilo verdim.  İletişim çağı ne kadar güzelse bir o kadar tehlikeli.  Herkes kendince kurallar uydurup yayabiliyor.  Güvenilir kaynaklara sadık kalın, sağlığınızdan ve  doya doya zayıflamaktan mahrum kalmayın.
 5) ERKEN KALK& KAHVALTIYI ATLAMA
Sanırım en vazgeçilmez maddelerden biri bu.  8 saat uyuyun günde, ama erken kalkın.  Metabolizma bir uyansın bir çalışmaya başlasın. Bu gerçekten çok önemli bir madde.  Kahvaltı en en en önemli ve vazgeçilmez öğün. Sevdiğiniz sağlıklı alternatiflerle çeşitlendirip kahvaltıyı sıkıcı olmaktan uzaklaştırmak da elimizde hem.


 6)EGZERSİZ YAP!!!
Sadece kilo verebilmek için değil, sağlıklı ve dinç kalabilmek için egzersiz yap.  Haftada 3 gün 35 dakika tempolu yürüyüş ile başla sonra 5 güne çıkar.  Hem vücudun hem ruhun faydalansın bu egzersizden.  Günlük koşuşturmaca içerisinde kulaklıklarını takıp 35 dakikayı kendine ayırmaktan ne zarar gelebilir ki?


 7)AKILLI & SAĞLIKLI ALIŞVERİŞ YAPMAYI ÖĞREN Nasıl mı? Sosyal medyanın gücünü kullanarak bence, Formeo bünyesindeki diyetisyenler ve daha birçok diyetisyen bize sağlıklı alternatifleri hep sunuyorlar.  Cips, çikolata, kurabiye deyince öcü gibi bir kavram belirse de aklımızda bunların da sağlıklı ve fit alternatifleri de var örneğin.  Light ürünlerden korkmaya lüzum yok ayrıca. İnstagram&twitter&facebook'u lehimize kullanmak elimizde.


 8)SEFER TASINI GERİ GETİR
Diyete %100 uymak istiyorsak ve yakınımızda Fitizdiet mutfak yoksa, yemeğimizi evde hazırlayıp yanımıza alacağız. Dışarıdaki yiyeceklere maalesef diyet anlamında güvenmek ne yazık ki mümkün değil.  Hem de porsiyon kontrolünü sağlamak çok zor, özellikle de her yemeğin yanında gelen patates kızartmasını düşünecek olursak, değil mi?


 9)MUTFAK TARTISI EDİN
Hep söylenen söz porsiyon kontrolüne dikkat! Ama nasıl? Cevap mutfak tartısında. Hayatımı bu kadar değiştirebileceğine inanmazdım açıkcası mutfak tartısının ama bir noktadan sonra elim ayağım gibi oldu diyebilirim. Tartısız mutfakta adım atmıyorum artık.  Avuç içi, tane hesabının çok da sağlam olmadığını gördüm çünkü.


 10) AÇ KALMA, DOYA DOYA ZAYIFLA
Bir kurum mottosu ancak bu kadar gerçekçi olabilir Formeo'da bunu öğrendim. Eğer sağlıklı ve kalıcı kilo vermekse amacımız doya doya zayıflayacağız. Ara öğünlerimize sahip çıkacağız, ekmeğimizi diyetimizden hiç eksik etmeyeceğiz ve yasaksız ama sağlıklı alternatiflerle diyet adıyla başladığımız yolu yaşam tarzımız haline getireceğiz hem de hiç zorlanmadan


 İşte verdiğim 10 kiloyu düşününce benim hayatımda değiştirdiğim 10 madde böyle.  Belki aklıma gelmeyen 1000 madde daha vardır ama sanıyorum ki kilo verme yolunda ilk etapta en önemli olanlar bunlar. 

25 Mayıs 2015 Pazartesi

En Fit Ev Köftesi

Bir televizyon programı aşçısı edasıyla sizlere sunmak istediğim bir köfte tarifimiz var bugun hanımlar, beyler :)

Bu köfte tarifimizden 4 adet köfte çıkıyor ve akşam yemekleri için oldukça pratik bir o kadar da lezzetli.

Malzemeler:
*120 gram yağsız dana kıyma veya 200 gram tavuk
*100 gram sebze
*1 tatlı kaşığı zeytinyağı
*Az bir miktar tuz
*İstenilen baharatlar


Tarif aslında sizlerin de tahmin edebileceği gibi oldukça basit ve bilindik. Yağsız kıymamız veya tavuk köftesi yapmak istiyorsak rondodan geçirdiğimiz tavuk etimiz ile doğradığımız sebzeler ve geri kalan bütün malzemelerle karıştırıp yoğuruyoruz güzelce.  Daha sonra da 1 tatlı kaşığı zeytinyağımızı tavaya sürerek kızartıyoruz köftelerimizi, gerçi pek kızartmak denemez ızgara gibi oluyor daha çok. 



Bana kalırsa grill tavalarla daha güzel bir sonuç alınıyor görüntü açısından, çizgi çizgi mangalda pişmiş gibi oluyor üstleri.  Tavayı da güzelce ısıtmakta da fayda var yoksa dağılıveriyor köfteler.  Ben hep sebze hakkımı soğan ve maydonozdan yana kullandım ama tabiki sizler zevkinize göre çeşitlendirebilirsiniz. 


Bu köfteleri yanında yağsız yoğurt ve tam tahıllı ekmek ile tükettikmi bizden iyisi yok :)) hem sağlıklı, hem lezzetli! Tabii porsiyon kontrolünü unutmadan :)

Deneyenleriniz olursa yorumlarınızı hatta fotoğraflarınızı görmeyi çok isterim.  Sizlerin de böyle fit tarifleriniz var ise paylaşın lütfen :)

Son olarak afiyet olsun, formda tutsun ;) (fitizdiet mutfak mottosunu araklamış olabilirim burda^^)


Sevgiler

19 Mayıs 2015 Salı

Merhaba :)

Merhabalar herkese,


Bu hafta liste yazıma durumumu anlatan bir resimle başlamak istiyorum. İngilizce bilmeyenleriniz var ise dilimin döndüğünce çevireyim.  Diyor ki eğer hayatınızda hiç iniş ve çıkış olmuyor ise ölüsünüz demektir.  Güzel bir söz olduğunu düşünüyorum hem de durumuma da uygun. Kilo verme serüveni ne yazık ki hep eksilerle gitmiyor.  Ben de geçen hafta +200 gram gördüm tartıda.  Hemen moral bozacak, bir depresif hallere girecek yer arayan bendenize bundan güzel fırsat mı olur? İşte dedim kitlendi kilo verme, aferin bana.  Ünvanları diyetisyen olsa da yan meslek olarak psikologluk yaptıklarına emin olduğum Formeo ailesi tabii yine pozitif yaklaştılar bu duruma.  "Bak ama kas ağırlığın artmış, 200 gram da yağdan gitmiş" dediler.  İşte bu +200'ün üstüne gelen yeni listemi göreceksiniz bu postta. 

Sabah kahvaltım yine klasik yumurtalı, peynirli, yeşillik, domatesli kahvaltı.  Klasik diyorum ama iddia ediyorum böyle bir doymak yok :))


Ara öğünümde probiyotikli yoğurdum var.  Dosdoyurucu kahvaltının üstüne hafif bir ara öğün kurtarıcı oluyor. 


Öğle yemeğim pratik ama çook lezzetli dürüm.  Mutfakta vakit geçirmeyi sevsem de böyle kolay hazırlanabilen bir öğünün rahatlığına da bayılıyorum
.

Keyif öğünümde bu hafta 3 farklı yiyecek tükettim.  Bir tanesi Kinoa cipsiydi ki o kadar lezzetliydi ki fotoğrafını çekmeyi unutmuşum yemekten :)) Kesinlikle denemelisiniz harika bir lezzetti! Diğeri şekersiz tadelle idi, onu biliyorsunuz zaten.  Son alternatifim de 100 gram taze meyve ile 10 ader bademdi.  Hazır yaz meyveleri de çıkmaya başlamışken bol çeşitli bir öğün seçeneği oluyor meyve. 


Saat 5 ara öğünümde 1 paket light süt ile 200 gr taze meyvem vardı.  Bu 200 gram taze meyve eğer karpuz yemeyi seçerseniz mucizevi bir şekilde 400 grama çıkıyor.  Hokus pokus!!! :)))


Akşam ise ev köftesi, tavuk ve balık seçeneklerim vardı, yanında sebze sote, yoğurt ve 1 dilim ekmek ile dolu dolu ve baya bir doyurucu bir öğündü.


Bu listede gece 9 öğününü istemedim çünkü çok ağır geliyordu 1 hafta ara verdik biz de. 

İşte bu hafta da böyle. 
Bu haftalık liste yazıları biraz monotonlaştı gibi sanki, sizler ne düşünüyorsunuz? Değişiklik ister misiniz yoksa memnun musunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.


Sevgiler.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

5. Hafta Postu :)

Herkese tekrar merhabalar,

Son postumun üstünden biraz vakit geçti, düzenim biraz sarsıldı ama aksilikleri ve yoğunluğumu suçlayacağım izninizle L Telefonumu düşürdüm ve servise göndermek zorunda kaldım, çektiğim fotoğraflar ve yazılar da bilgisayara aktarmaya fırsat olmadan telefonla gitti ne yazık ki L Bu sebepten gecikti yeni postlar özür diliyorumL

Bu posttaki listem her zaman olduğu gibi yine benim isteklerim ve ihtiyaçlarım doğrultusunda şekillendi.  Geçen hafta bağırsaklarımla ilgili sıkıntılar yaşıyordum o yüzden Tuğçe hanım bana yoğurtla karıştırıp yemem için probiyotik tavsiye etti.  Adı NBL Gold olan bu probiyotik yoğurda böyle portakallı, limonumsu bir tat veriyor ve işe de yarıyor tabii J Diyetin başlarında böyle bir sıkıntım hiç olmamıştı ama zaman geçtikçe bağırsak hareketlerimde biraz yavaşlama oldu sanıyorum ki normal bir şey.  Eğer sizlerin arasında da böyle sıkıntılar yaşanınız var ise, bu ürünü Fitiz Diet Market’te bulabilirsiniz.  Tabii bir bilene danışmayı unutmadan J

Kahvaltım bu hafta yine klasik, doyurucu üstüne bir de sarelleli kahvaltım idiJ Kahvaltıyı uzatıp keyifli keyifli yapmayı sevenlere birebir bu kahvaltı J

Ara öğünümde yukarıda bahsettiğim probiyotikli yoğurt ve yanına da gün kurusu kayısı vardı. Probiyotikli yoğurdu yine benzer etkiye sahip hem de çok lezzetli kayısı ile desteklemiş olduk. 




Öğle yemeğim yine bir önyargının yıkılışı, yine çok efsane! J
1 Ankara Simidi ile krem peynir ve yanında yeşil çay!


Fotoğrafta gördüğünüz Ankara simidi değil benim geç kalıp bulamadığım onun yerine aldığım tahıllı simit.  Sanıyorum ki kabul edilebilir bir alternatif oldu J Dünyanın en kolay ve en lezzetli öğünü ödülünü kaptı benden vallahi simitli öğünJ


Saat 3’teki ara öğünüm sütlü nescafe idi.  Fotoğrafa bakmayın neredeyse her gün havaların güzelliğini fırsat bilip Starbucksta yaptım bu öğünü ben.  Yağsız süt ile şekersiz aldığım Latte bu öğünü tam olarak karşıladı. 


Saat 5 öğünümde ise Yağsız süt ve Fitiz’in mis mutfağından çıkan kakaolu muffinleri vardı.  Yine telefonun azizliğine uğradığımdan göremiyorsunuz ama instagramda takip ediyorsanız orada bulabilirsiniz J Yoğun kakao tadını sevenler bu muffini de baya seversiniz diye düşünüyorum.  Meyvelisi de varmış ama ben çikolata, kakao aşkımdan vazgeçemediğimden hep kakaolu yedim J


Akşam yemeğim kıymalı sebze yemeği idi bu hafta.  Her akşam 8 yemek kaşığı yiyebiliyordum ki bu da dolu dolu bir tabağa denk geldi aşağı yukarı.  Yapılışı da oldukça basit ve bir tencere yaptığımız 4 gün yetiyordu.  1 kg sebze ile kıymamızı 2 yk. Yağ ile pişiriyoruz. Sonra da afiyetle yiyoruzJ Yanında yoğurt ve 1 dilim ekmek ile tükettim. 

Gece öğünüm ise 1 yoğurt ile 100 gr. Çilek idi.  Yine güne lezzetli bir kapanış J

Gecikmeler ve fotoğraflar için tekrar özür diliyorum L


Sorularınız, tavsiyeleriniz ve düşünceleriniz için yorumlara bakıyor olacağım.  Sevgiler   

27 Nisan 2015 Pazartesi

Egzersiz Zamanı


Herkese merhabalar,

Bu postu yorumlarda çok sorulan ve genel anlamda da kilo vermeye çalışan herkesin merak ettiği egzersiz konusuna ayırmak istedim.

Ben programa başlamadan önce hatta tam da başvurduğum günün sabahında “Yeter artık, bu böyle gitmez, bi’ şey yapmak lazım” düşüncesiyle evime yakın bi spor salonuyla görüşmeye gitmiştim kaydolmak için. Projeye başvurduğumda askıya aldım kaydolma işini hani olur da seçilirsem diyetle uyumlu götürebileyim diye nitekim işte buradayım hatta 1 ayım geride kaldı bile J İyi ki de askıya almışım çünkü çok sevgili diyetisyenlerim (1 değil 2 değil 3 değil tam 4 taneler :) ilk 6 hafta egzersiz yapmamamı tavsiye ettiler. Malum kilo çok, egzersize başlamadan önce biraz kilo kaybetmemin daha iyi olacağını söylediler. Bence de çok iyi oldu çünkü bu 1 ayın sonunda 5 kilo daha hafifim ve hareket etmem, esnekliğim ve dayanıklılığım bir nebze olsun arttı. Belki direkt başlasaydım çok çabuk yorulup bırakabilirdim. Ama bu haftayla beraber hafif hafif egzersize başladım. Haftada 3 gün, günde 50 dk. tempolu yürüyüş yapıyorum. Niyetim hep sabah yürümek olsa da henüz sadece 1 sabah bunu başarabildim ve akşamüstü yaptığım yürüyüşlere nazaran sabah yaptığım sanki beni daha enerjik yaptı. Yeni başlamanın getirdiği yüksek motivasyona da bağlayabilirim bunu ama bundan sonra mümkün olduğunca sabahları yürümeye devam edeceğim. Egzersiz konusunda gelişme oldukça sizlere haber vermeye de devam edeceğim tabii:)

Egzersiz dışında dikkat etmemiz gereken bir husus daha var. Ben evden çalışan bir insan olarak bazı günler bilgisayarın başında yaşıyorum resmen. Değil egzersiz, resmen hareket bile etmiyorum ve söylememe gerek yok ama bu baya yanlış. İşte bu noktada da öğrendim ki günlük en az 10.000 adım atmamız gerekiyormuş. Ben bunu ölçebilmek için telefonuma adım sayan bir program yükledim. Gün içerisinde kontrol ediyorum eğer hareketliliğim az ise kendime dışarda iş uyduruyorum ki en azından 10.000 adım atayım. Başta zor geliyordu “şimdi kim gidecek bi’ de geri dönecek ya” diyordum çünkü evimin önünde bir yokuş var evlerden ırak:) Ama her gün biraz daha ekstra çabayla daha iyiye gitmeye başladım. Sanırım bu programın bana sağlıklı beslenmek ve yaşamak dışında öğrettiği en büyük şey hiçbir şeyin birden mucizevi bir şekilde olmayacağı ve sabırla her şeyin başarılabileceği :) Kendimi zorlamadan, büyük ve ulaşılması zor hedefler koymadan her gün yeni bir adım düsturuyla yaşıyorum artık.

Umarım bu yazı aklınızdaki sorulara bir nebze olsun cevap verebilmiştir. Yorumlara bakıyor olacağım, soru ve tavsiyelerinizi bekliyorum. Bir sonraki postta görüşmek üzere :)


Sevgiler.

21 Nisan 2015 Salı

Merhabalar herkese



             4. Haftamıza geldik diyette, çok çabuk geçti, çok kolay geçti çoğunlukla.  3. Haftanın sonunda 800 gr. verebilmişim. Aldığım onca kiloları mucizevi bir şekilde vermeyi umduğumdan bana az geldi tabii.  Gayet normal imiş halbuki.  Akla mantığa sığan gayet bilimsel açıklamalar duyuyorum kilo verme üzerine ama anlamamakta azcık diretiyor gibiyim :) Bu arada çevremdekiler bendeki değişimi farketmeye başladılar yavaş yavaş.  Nasıl güzel bir duygu zayıflamışsın denilmesi insana :)

Gelelim bu haftaki listeye,

            Geçen haftaki kahvaltıma çok benzeyen ama çok lezzetli bir nüansı olan bir kahvaltım var bu hafta.  Yine klasik kahvaltım var üstüne bir de sarelle var ama!!! Sarelle ama şekersiz sarelle :) Geceleri erkenden yatıyorum da sabah olsun bir an önce kahvaltı edeyim diye :) Aşağı yukarı bir yemek kaşığı kadar yiyebiliyorum kahvaltıda iyi ayarlanınca ekmeğime güzelce sürebiliyorum. Valla güne keyifle başlıyorum yahu :)) Yanında da yeşil çayım var, tabii bitki çayı, beyaz çay ya da bildiğimiz siyah çay da içebiliyorum ama ben alıştım yeşil çaya elim ona gidiyor sabahları. 



             Ara öğünümde kahve aşkımdan yine nescafe var sütlü.  Yanında taze veya kuru meyve ile içiyorum mis kahvemi. 
            Öğlen ise yine pratik bir öğün talep ettim Ayça Hanım'dan o da sağolsun kırmadı beni.  2 şekilde hazırlayabileceğim tam buğday lavaştan bir dürüm yazdı listeme.  Daha önce bahsettiğim tavuk köfte ile yahut hindi jambon, krem peynir ve kaşar peynir ile yapabiliyorum dürümü fotoğraflara ne kadar yansıtabiliyorum bilmiyorum ama ne yazdılarsa bu zamana kadar baya lezzetli oldular hep.  Yanında da mis gibi ayranımı içiyorum. 



           Öğlen 3 öğünüm artık klasikleşti :)) Hem sabah hem öğleden sonra tatlı yiyerek zayıflıyor olmam sanıyorum ki internette dolaşan "mucize diyet" adı altında tek tip beslenen ya da aç kalan insanların sinirini bozacaktır muhtelemen.  Ben olsam bozulurdum en azından :) Şekersiz tadelle ve Türk kahvesi artık benim için ayrılmaz ikili oldular <3  


          Bir sonraki ara öğünüm ise yine ayran ve gran pavesi.  Bu krakerleri kime tavsiye ettiysem bayıldı.  Hem lezzetli hem hafif oluşuyla gönülleri fethetti vallahi :p



          Geldik akşama,
Şimdi yazarken farkettim bu hafta amma çok şey talep etmişim.  Yine benim talebim üzerine çorba yazdı Ayça Hanım akşam yemeğine.  Sizi bilmem de ben çorbayı çok seviyorum ve arıyorum.  Öyle başlangıç olarak falan da değil ana yemek yerine de içtiğim çok olmuştur yanına bi' şey aramam pek.  1 porsiyon kremasız çorba içiyorum. Yanına da bol peynirli yeşil salatam var.  Hafif mi hafif bir akşam yemeği oluyor. İçim hem ısınıyor hem ferahlıyor. Mis gibi. 



          İşte bu hafta da böyle.  Sizlerin de bilgi almak istediğiniz veya merak ettiğiniz konular varsa yorum olarak bırakırsanız o konulara dair post yazabilirim. 

Görüşmek üzere,

Sevgiler

14 Nisan 2015 Salı

Vee 3. Hafta Başlar

Merhabalar efeniim,



3. Hafta listemle karşınızdayım.  2. Hafta listemin sonucunda 1.1 kilo vermişim.  Normal olarak haftalık 900 gr. ile 1.8 kilo arasında vermem bekleniyor yani vücut kitlesinin %1 ila 2'si.   Fakat geçen hafta benim regl dönemi öncesi sürecimdi ve tartım sonrası nedense çok mutsuz oldum, bekleme salonunda bir sürü insanın arasında koyverdim ağlamayı.  Ah bu hormonlar! Yaktılar beni... Orada koltukta sanki dünyam başıma yıkılmış gibi nasıl ağladım anlatamam.  


Tuğçe Hanımla görüşecektik geçen hafta, her zamanki güler yüzüyle yanıma gelirken benim halimi görünce tabii şaşırdı baya.  Hatta biraz azarlanmış olabilirim, tabi azarlanmak derken kafanızda yanlış canlanmasın.  Çok net belirtti eğer tartıdaki rakamlar seni strese sokup üzecekse bundan sonra ne vücut analizlerini ne de tartıdaki rakamları görmene izin vermem diye.  Şimdi düşününce fazla tepki verdiğimin farkındayım ama o an öyle olmuyor işte.  Bir de öğrendim ki diyetlerin 2. Haftası kilo verme biraz az seyredermiş.  Hani ilk hafta değişen yeme sistemiyle hızlı verdiğimiz kilolar ikinci hafta vücut alışma sürecine girince azcık sekteye uğrarmış.  Velhasıl kelam, geçen perşembe biraz mutsuz geçti benim için.  Diyet süresince Formeo'dan haftalık günlükler veriliyor bana, ne yedim ne içtim, nasıl hissettim diye yazabileyim diye.  O günlüğün başına da güncel kilom yazılıyor.  Tuğçe Hanım kilom yerine "harika gidiyoruz, haftaya gülen bir yüz görmek istiyorum :)" yazdı.  Nasıl tatlılar, nasıl insan halinden anlıyorlar :)

Bu haftaki listem baya pratikti.  Sabah yine yumurtalı kahvaltım var.  Artık onu kabullendim.  Yumurta ve diyet can ciğerler :) haşlanmış yumurta, light beyaz peynir, yeşillikler ve zeytin veya avokadolu bir kahvaltı yaptım.  Chaili yeşil çay içtim bir de yanına.  Tabii ekmeğim her zamanki gibi yine vardı.  Oldukça doyurucu bir kahvaltı, sanırım yumurtanın bunda etkisi büyük. 



Kahvaltıdan sonraki ilk ara öğünümde sütlü kahve var.  Green blend adlı antioksidan özelliği olan bir kahve içtim içine biraz da tarçın katıp.  Tadı gayet güzel ve içimi de kolaydı.  Yanına gün kurusu kayısı veya kurutulmuş çilek yedim bir de.  Oldukça pratik ve mazerete izin vermeyen bir ara öğündü benim için. 



Öğle yemeğim ise bu zaman kadarki en pratik olanıydı diyebilirim.  Tam tahıllı sandviç ekmeğinin arasına light krem peynir, hindi füme ve yeşillik koyup kocaman, lezzetli ve hemencecik hazırlanan bir öğün.  Yanına da light ayranım vardı.  5 dakikada hazırlamanın rahatlığı harikaydı gerçekten. 



Saat 3 öğünüm ise bu hafta malum tatlı krizlerimin olması ihtimaliyle yine şekersiz tadelle ve türk kahvesi idi. Hayat kurtarıcı oldu diyebilirim rahatlıkla.  Gözüm dönüp çikolatalarla kendimi boğduğum önceki regl dönemlerine göre de içim ve bedenim rahattı. 

Bir sonraki ara öğünüm wasa sandviç ve ayrandı.  Ben wasayı sade tüketmeyi pek sevmiyorum.  Çok yavan geliyor bana. Sandviç halleri ise daha güzel ve akşam yemeği öncesi güzel bir doygunluk sağlıyor.  Artık akşam yemeklerine saldırmak yok :)




Akşam yemeğimde bu hafta balık ve tavuk vardı.  Somon, levrek ve tavuk göğsü tükettim.  Yanında da yağsız limonlu salatam ve 1 dilim ekmeğim vardı.  Ama asıl bomba ice tea içmemdi sanırım.  Light ice tea ile resmen keyif yaparak yedim akşam yemeklerimi.  Ben baharat kullanmayı çok severim.  İce tea o baharatlı yemeğin yanında güzel bir ferahlatıcı seçenek oldu. 




En son öğünümde 1 paket light yoğurt ve ananas vardı.  Daha tokluğum geçmeden yedim çoğu zaman ama ananası çok sevdiğimden şikayet edemem, güne güzel bir kapanış oldu. 




Bütün bunların yanında günde 3 bardak yeşil çayım ve 2.5 litre suyum da vardı tabi.  Ben bardak hesabı gidiyordum ama Tuğçe hanım şişe hesabıyla gitmemi önerdi ben de şu tombalak sevimli 1 litrelik şişelerden edindim iki tane, bir tane de yarım litrelik olanlarından aldım.  Günlük hedef olarak masamın üstüne koydum.  Onlar boşalmadıkça içim rahat etmedi.  Gözümüzün önünde olunca unutulmuyor su içmek.  Bir de insülin direncim için ilaca başladım, akşamları yemeğimin son lokmasıyla alıyorum.  Yan etkilerindem bir kaç tanesini yaşadım ilk günlerde ama hafifledi artık, sanırım vücudum alışıyor. 

Bu haftam da işte böyleydi.  Duygusal iniş çıkışlar dışında halen hiç bir sıkıntım yok.  Kendi kendime hep diyorum, eğer hiç destek almadan bunu yapıyor olsaydım sanırım çoktan bin kere bozmuştum diye.  Her hafta heyecanla gidiyorum acaba bu hafta ne yiyeceğim diye.  Sabit şeyler illaki var listelerimde ama değişen ara öğünler ve içerikler bein diyetime sadık kalmak konusunda baya bir motive ediyor.  Umarım bu yazılar da sizlere en azından bir fikir veriyordur ve motivasyonunuza faydalı oluyordur.

Bir sonraki postta görüşmek üzere,


Sevgiler

9 Nisan 2015 Perşembe

Çay & Kahve Postu :)

Merhabalar!



Millet olarak çayı nasıl içiyoruz nasıl seviyoruz belli değil, kahve desen  miiiiis gibi bir kahvemiz var :) Eh tabi ben de çayı ve kahveyi çok tüketen bir insanım ay ya da insandım mı desem bilemedim. Çünkü bu durum azıcık değişmeye başladı.

Önceden günde neredeyse 5 bardak Türk kahvesi içtiğim olurdu, önceden dediğimde 2 hafta öncesi :), zavallı kalbim nasıl dayanmış bilemedim.  Çay desen sabah kalkınca daha yüzümü yıkamaya gitmeden su ısıtıcısını çalıştırırdım desem anlarsınız herhalde, ve bu durumun az çok hepinize tanıdık geldiğine de eminim :) Gönülden bağlıyız çaya :) Fakaaat, geçen hafta öyle bir şey öğrendim ki... Saat 5'ten sonra alınan kafein kilo verimini olumsuz etkilermiş.  Ben böyle güzel güzel ay şöyle çay vay böyle kahve içerim geceleri dediğimde Seçil hanım bu yüzden kilo veremiyor olabilirsin dedi.  Şaka gibi değil mi? Şekersiz içince bir şey olmuyor söylemleri o kadar da doğru değilmiş demek ki. İşte o günden bu yana saat 5'ten sonra bu kızcağız ne çay ne kahve içiyor, aslında 1 bardak açık ve limonlu çaya izin verdi Seçil hanım ama onu da ben içmiyorum yapmışken tam olsun diye. Bir de Türk kahvesi sayısı da 2'ye düştü. Oy dağlar... :)  Bitki çayları sanıyorum ki izinli, çok emin olamadım şu an.  Bunu diyetisyenlerime danışıp sizlere yine haber veririm. 

Ha işte bu meşhur saat 5 benim ara öğün saatim. En keyifli ara öğünüm ve iple çekerek bekliyorum, sabahtan hayallerini kuruyorum :) Whatsapp kullananlar bilirler belki kırmızı elbiseli danseden bir emoji var, işte ben o oluyorum saat 5'te :) Misler gibi Türk kahvemi yapıyorum tabii şekersiz ama ben zaten diyetten önce de sade seviyordum, yanına da abur cubur gibi tatlı gibi bir şeylerin fit versiyonları oluyor bir porsiyon.  Geçen hafta fitiz mutfaktan çıkan kurabiyeler, muffin ve gran pavesi adında masum çizi dediğim bir kraker vardı seçenekler arasında. Kakao sevdalısı bir insan olarak kurabiyeler beni oldukça tatmin etti.  Krakerler ise baya lezzetliydi ve bir paket yiyebiliyordum. 


Çay ve kahve düzenlemesine hala alışma sürecindeyim, ilk hafta akşamları yoksunluk çektim ama şimdi daha iyiyim. Onun yerine bol bol su içiyorum ki bu bana göre bol bol ama hala 2.5 litreyi bulamadığım oluyor ki bu da analizlerde çıkıyor.  Telefona alarm kurmaya karar verdim, ben susuzluk hissetmesem de vücut ihtiyaç duyuyormuş çünkü.  Yine de eskiye göre daha fazla içiyorum ve söylenenler doğruymuş cildim biraz düzeldi su içmeyi artırınca. Doğal mucize :p

Görüşmek üzere!
Sevgiler


6 Nisan 2015 Pazartesi

Doya Doya Zayıflamak, Nasıl mı?

Merhabalar,

İkinci haftamın kısa bir özetiyle karşınızdayım, aslında çay&kahve meselesini anlatacaktım ama geciktirmeden bu haftayla ilgili güncellemeyi yapayım dedim. Hazır pazartesi resmi diyete başlama günüyken (:p) listelerden gitmek daha mantıklı geldi. 

Bu hafta Elvan Odabaşı Kanar ile görüştük.  Hep kendimi tekrarlıyorum gibi oluyor ama yine söyleyeceğim ben bu insanların pozitif enerjilerine, samimiyetlerine, neşelerine doyamıyorum yahu.  Sevimlilik abidesi bir insan kendisi.  Kahkahalar ata ata bir liste yazdı bana :)

Kahvaltı ile başlayayım;
Geçen hafta 1 olan yumurtam 2'ye çıktı bu hafta ve booooool sebzeli bir omlete dönüştü. Tabii bu noktada tekrar hatırlatmakta fayda var, bu miktarlar benim metabolizmama göre ayarlandı, aman dikkat edelim hanımlar, beyler! Bu proje sadece beni sağlıklı rakamlara düşürmek  amacında değil malum, benim üzerimden takip eden herkesi bilinçlendirmek ve örnek teşkil edebilmeyi de amaçlamakta.  O yüzden ben bol bol tekrar edeceğim bu uyarıyı, hepimiz kilo vermek istiyoruz ama doğru yoldan yapmayıp faydadan çok zarar görmeyelim. 


Kahvaltıdan sonraki ilk ara öğünüm meyve ve yoğurt.  Yağ yakımı özelliği olan kivi, ananas, mevsimi gelmişken çilek ve diyetisyenlerin vazgeçilmezi elma ile karıştır yakıştır usulü yiyorum her gün.  Hatta güneşi göreceğimi umduğum günler için çakma dondurma yaptım,  yaptım dediğimde dondurma kalıplarına normalde yediğim halini atıp dondurdum :) Aman neyim eksik ben de yerim dondurma :)



Öğle yemeğim çok tanıdık ve çoook lezzetli: kıymalı makarna! Vallahi makarna billahi makarna! :) Tabii artık beyaz değil tam buğday yiyorum, bana mı öyle geliyor psikolojik mi bilmiyorum da çılgıncasına doyuyorum ve baya uzun tok tutuyor. Makarna önceden de tok tutardı ama tabak tabak yağlı, kremalı soslarla yerdim de öyle tok hissederdim.  Gerçi sonra mideme taş gibi otururdu.  Şimdi hafif mi hafif, baya lezzetli ve anam babam usulü olduğu için damağıma da tanıdık.


Öğle yemeğimden sonraki ilk ara öğünüm tadelle ve Türk kahvesi.  Şimdi bu diyet seve seve yapılmasın mı? :) Tadellenin şekersiz hali varmış ve 87 kaloricikmiş, pişmanlık hissetmeden kahvemizin yanında keyifle yiyebilirmişiz. Sizleri bilmem de çikolata benim için vazgeçilmez seviyorum yahu hatta ilk başladığımızda nelersiz yapamazsın listesinin bir numarasıydı çikolata :)) Çikolata ye üstüne zayıfla, mis misss!


Sonraki ara öğünümde yine suçluluk hissetmeden yenilen bir çeşit kraker ve ayran içiyorum.  Bu ara öğün akşam yemeğinden önceki son öğünüm ve beni öyle tok tutyor ki akşam yemeğine saldırmıyorum. Saldırmayı bırak yemek aklıma gelmiyor, telefondaki alarmlar hatırlatıyor öyle yemek hazırlamaya başlıyorum. 

Akşam yemeğinde bu hafta salata yanında beyaz et veya vakit bulamadığım zamanlar için salataya karıştırıp hemencecik yiyeyim diye beyaz peynir var.  Nasıl rahat uyuyorum geceleri, midem hiç yorulmamış ama yine deli gibi doymuş halde. 


Son ara öğünüm de yoğurt var yine. Canım yoğurt ya ne güzel şeysin <3

Bütün bunların haricinde günlük içmem gereken su 3 litreye çıktı. Yeni yeni düzenli su içme alışkanlığı edinen ben için baya zorlayıcı oluyor ara sıra ama suyun faydaları malum, bunu önerenler de malum vardır bir hikmeti deyip şişe şişe sularla geziyorum her yerde :) Bir de 3 bardak yeşil çayım var yine günlük, onda sorun yok limonla tadını güzelleştirip içi içiveriyorum :)

Bu hafta da işte böyle, henüz sonucunu bilemiyorum.  Perşembe günü göreceğiz.  Umarım güzel sonuçlar göreceğim. 

Tekrar görüşene kadar hoşçakalın efenim,


Doya doya zayıflayan fit kız :) 

3 Nisan 2015 Cuma

Bir Haftada İki Kilo :)


Herkese tekrar merhabalar,


Diyette ilk haftamı bitirdim ve 2 kilo vermişim! Hiç acıkmadan hatta fazlasıyla doyarak, azıcık bile zorlanmadan ve diyet yaptığımı hiç hissetmeden nasıl oldu vallahi anlamadım. Hafta boyunca hiç tartılmamıştım ve açıkcası kilo verdiğimi de düşünmemiştim. Bende hipotiroidi yani tiroidlerin çalışmaması hastalığı var metabolizmam ilaç desteğiyle çalışıyor anca, o yüzden baya yavaş kilo vereceğimi düşünüyordum. Ama iki kilo öylece, kolayca gidince dünyalar benim oldu desem yeri :)

Diyete dair çeşitli sorular geldi yorumlarda fakat ben diyetisyenlerimize danışmadan yanlış bilgi vermek istemedim, ne de olsa ben de yeniyim bu işte :) Mesela bana yazılan diyet metabolizma hızımla orantılı belirleniyor o yüzden kalori miktarını belirtmemiştim, bana kilo verdiren sizlere kilo aldırabilir yahut zararlı olabilir bu sebepten kalori miktarını söylememem en iyisi.  Ama geri kalan her şeyden biraz biraz bahsedebilirim.



Diyetim yazılırken neleri sevdiğimden bahsetmiştik ben yoğurda bayılırım, yoğurtsuz bi öğünüm yok diyebilirim. Geçen hafta neredeyse her öğünümde yoğurt yedim ^_^ Ara öğünlerde meyve veya kuru meyveyle beraber ana öğünlerde yemeğin yanında namnamnam yedim. Bir de süt vardı bir ara öğünümde ama ben hiiiç sevmiyorum süt içmeyi bi koku geliyor burnuma tiksindiriyor onu da blenderdan meyve ile geçirip milkshake gibi içtim.


 Ana öğünlere gelirsek kahvaltı için yumurta olmazsa olmazmış! Ve yumurta da yine kokusundan dolayı yemediğim yiyeceklerden biri fakat söz konusu sağlıklı zayıflamak olunca onu da biraz değiştirip yedim valla. Haşlayıp bol limon ve pul biberle karıştırınca benim için daha yenilebilir hale geldi. Tabii bunda listeme yazılan üçgen peynirin de payı büyük. Karper peynir diye bildiğimiz üçgen peynir simitle nasıl güzel olur değil mi? İşte ben de geçen hafta light krem peyniri simit muamelesi yaptığım tahıllı ekmeklerime sürüp keyifle yedim. Önce yumurtayı yiyip sonra da peynirle kendimi ödüllendirdim bir nevi :)


Öğle ve akşam yemeklerimde kırmızı et, tavuk ve balık seçeneklerim vardı ve yeşillik ve sebzelerle.  Yağsız kıyma ile sebze karışıtırıp azıcık yağ ile pişirebileceğim bir ev köftesi tarifi verdi Seçil Hanım bana.  Sizi bilmem ama ben dışarda yediğim köfteleri hiiiiç sevmiyorum kayış gibi oluyorlar.  Bu tarifi ise soğan ve maydonozla yaptığımda anne köftesini aratmadı bana dışardakilere bin basar güzellikte oldu, severek yedim.  Tabii her gün her gün köfte yemedim, kimi gün tavukla sebzeleri soteledim, kimi gün fırında balık yaptım.  Diyet listesindeki çeşitlilik bıkmayı engelleiyor onu anladım böyle sabahtan kalkıp pöff bugün de mi şunu yicem demedim, acaba bugün ne yesem dedim, lükse bakar mısınız? :)
                       

Şimdilik bu kadar sanırım, bi sonraki postumda benim keyif ara öğünü olarak adlandırdığım öğünden ve çay, kahve ve su tüketiminden biraz bahsedeceğim

Sevgiler


Mutluluğa ve sağlığa iki kilo yaklaşmış fit kız Xo :D

27 Mart 2015 Cuma

Ve Diyet Başlar :)

Son postumdan sonra arayı biraz açtım ama sebeplerim vardı :( Kan tahlillerimin sonuçları biraz gecikti o da başlama tarihini etkiledi maalesef. 26.03.2015 perşembe günü itibariyle bana özel, isteklerime ve ihtiyaçlarıma uygun dolu dolu bir liste yazdı Seçil Hanım. Dolu dolu derken en ufak bir abartma unsuru olmadığından emin olabilirsiniz. Formeo'nun mottosunun  “doya doya zayıfla” olmasının bir sebebi varmış yani. 3 ana öğünüm ve 4 tane de ara öğünüm var. Sabah 8:30'da kahvaltıyla başlayan akşam 8:30'da son ara öğünümle biten bir listem var bu hafta. İnsan aç kalmayacağından emin olunca diyet yapıyormuş gibi hissetmiyor. Henüz ikinci günümdeyim belki böyle konuşmak için erken ama fikrimin değişeceğini düşünmüyorum açıkcası :)


Listemdeki yiyeceklere uygun bir alışveriş listem vardı ve Fitiz Market'te hepsini kolaylıkla, adeta 5 dakikada bulabildik Rana Hanımla. Alışverişe zamanı olmayan yahut alışveriş yapmayı sevmeyen bir insansanız bu kadar kısa sürede gerekli her şeyi bulabilmenin nasıl bir rahatlık olduğunu anlıyorsunuzdur.  
     

Ayy bunun lightı nerde acaba? Şeklinde büyük bir markette dört dönmektense burada alışverişim hemencecik bitti ve en fit kahvaltımı yapmak için bana vakit kalmış oldu :) Hatta en fit kahvaltıda verilen zeytin uzun zamandır arayıp bulamadığım ama bayıldığım zeytin çıktı. Nasıl mutlu oldum! :) Kısa günün karı onun markasını da öğrendim. Markette de varmış oh oh :) 


Formeo ve Fitiz Diet kapılarından adım attığımdan beri beni o kadar mutlu ediyor ki. Zayıflamama yardım etmeleri, hayatımı değiştiriyor olmaları bir yana, her gülen yüz, her yeni öğrendiğim şey mutluluğuma mutluluk katıyor resmen. 

Diyet listem hakkında biraz detaya girecek olursak, ben abur cubura oldukça düşkün bir insanım ve bu zamana kadar beni başarılı olmaktan alıkoyan şu internette dolaşan bol yasaklı, tek besin grubuna ağırlık veren diyetleri yapamayacağımı bilmek ve kendi isteklerim doğrultusunda da nasıl beslenmeliyim sorusuna cevap bulamamaktı. Fakat artık sorularıma cevaplar bulabiliyorum. Mesela bir ara öğünümde türk kahvemi içiyor yanında da fitiz mutfak'tan çıkan muffin veya kurabiye yiyebiliyorum. Resmen mucize! Demek istediğim, profesyonellerden yardım alındığında hiç bir yiyecekten vazgeçmek zorunda kalmıyorsunuz. Üstelik sağlıklı versiyonlarını yemenin verdiği vicdan rahatlığı ise paha biçilemez :)  Ayrıca aldığım şeylerin paketlemeleri sayesinde dışarıda da rahatlıkta tüketebileceğimi biliyorum. Yani ne eve tıkılmak gerekecek ne de dışarı çıkınca diyet kaçamakları olacak. Anladığım kadarıyla ara öğünlerimiz de en az ana öğünlerimiz kadar kıymetli çünkü hiç aç kalmak istemiyoruz ve ara öğünler bizi bir sonraki ana öğünde yemeklere saldırmaktan koruyor hem de ağzımız kelimenin tam anlamıyla hiç boş kalmadığı için canımız sağlıksız fast food, abur cubur gibi şeyleri çekemiyor bile. Boşuna demiyorum resmen mucize diye.  Ben ki duygusal yiyen insanlardanım, azıcık üzülsem hemen yemeğe veririm kendimi, ya da yalnızsam, sıkılmışsam hemen yemek isterim dün ve bugün “e ama daha acıkmadım ki:(“ diyerek yemek yedim.  Ve bunlar daha 2 günlük tecrübe, daha neler göreceğiz hep birlikte kim bilir? Bu arada bu sabahki kahvaltımı da sizinle paylaşmak isterim :)


Şimdilik aklımda kalan, bunu da yazayım dediklerim sanırım bu kadar.  Artık daha sık yazmaya ve daha çok bilgi vermeye başlayacağım zira diyete tam anlamıyla başladık. Takipte kalın! Sevgiler.