27 Nisan 2015 Pazartesi
Egzersiz Zamanı
Herkese merhabalar,
Bu postu yorumlarda çok sorulan ve genel anlamda da kilo vermeye çalışan herkesin merak ettiği egzersiz konusuna ayırmak istedim.
Ben programa başlamadan önce hatta tam da başvurduğum günün sabahında “Yeter artık, bu böyle gitmez, bi’ şey yapmak lazım” düşüncesiyle evime yakın bi spor salonuyla görüşmeye gitmiştim kaydolmak için. Projeye başvurduğumda askıya aldım kaydolma işini hani olur da seçilirsem diyetle uyumlu götürebileyim diye nitekim işte buradayım hatta 1 ayım geride kaldı bile J İyi ki de askıya almışım çünkü çok sevgili diyetisyenlerim (1 değil 2 değil 3 değil tam 4 taneler :) ilk 6 hafta egzersiz yapmamamı tavsiye ettiler. Malum kilo çok, egzersize başlamadan önce biraz kilo kaybetmemin daha iyi olacağını söylediler. Bence de çok iyi oldu çünkü bu 1 ayın sonunda 5 kilo daha hafifim ve hareket etmem, esnekliğim ve dayanıklılığım bir nebze olsun arttı. Belki direkt başlasaydım çok çabuk yorulup bırakabilirdim. Ama bu haftayla beraber hafif hafif egzersize başladım. Haftada 3 gün, günde 50 dk. tempolu yürüyüş yapıyorum. Niyetim hep sabah yürümek olsa da henüz sadece 1 sabah bunu başarabildim ve akşamüstü yaptığım yürüyüşlere nazaran sabah yaptığım sanki beni daha enerjik yaptı. Yeni başlamanın getirdiği yüksek motivasyona da bağlayabilirim bunu ama bundan sonra mümkün olduğunca sabahları yürümeye devam edeceğim. Egzersiz konusunda gelişme oldukça sizlere haber vermeye de devam edeceğim tabii:)
Egzersiz dışında dikkat etmemiz gereken bir husus daha var. Ben evden çalışan bir insan olarak bazı günler bilgisayarın başında yaşıyorum resmen. Değil egzersiz, resmen hareket bile etmiyorum ve söylememe gerek yok ama bu baya yanlış. İşte bu noktada da öğrendim ki günlük en az 10.000 adım atmamız gerekiyormuş. Ben bunu ölçebilmek için telefonuma adım sayan bir program yükledim. Gün içerisinde kontrol ediyorum eğer hareketliliğim az ise kendime dışarda iş uyduruyorum ki en azından 10.000 adım atayım. Başta zor geliyordu “şimdi kim gidecek bi’ de geri dönecek ya” diyordum çünkü evimin önünde bir yokuş var evlerden ırak:) Ama her gün biraz daha ekstra çabayla daha iyiye gitmeye başladım. Sanırım bu programın bana sağlıklı beslenmek ve yaşamak dışında öğrettiği en büyük şey hiçbir şeyin birden mucizevi bir şekilde olmayacağı ve sabırla her şeyin başarılabileceği :) Kendimi zorlamadan, büyük ve ulaşılması zor hedefler koymadan her gün yeni bir adım düsturuyla yaşıyorum artık.
Umarım bu yazı aklınızdaki sorulara bir nebze olsun cevap verebilmiştir. Yorumlara bakıyor olacağım, soru ve tavsiyelerinizi bekliyorum. Bir sonraki postta görüşmek üzere :)
Sevgiler.
21 Nisan 2015 Salı
Merhabalar herkese
4. Haftamıza geldik diyette, çok çabuk geçti, çok kolay
geçti çoğunlukla. 3. Haftanın sonunda
800 gr. verebilmişim. Aldığım onca kiloları mucizevi bir şekilde vermeyi
umduğumdan bana az geldi tabii. Gayet normal
imiş halbuki. Akla mantığa sığan gayet
bilimsel açıklamalar duyuyorum kilo verme üzerine ama anlamamakta azcık
diretiyor gibiyim :) Bu arada çevremdekiler bendeki değişimi farketmeye
başladılar yavaş yavaş. Nasıl güzel bir
duygu zayıflamışsın denilmesi insana :)
Gelelim bu haftaki listeye,
Geçen haftaki kahvaltıma çok benzeyen ama çok lezzetli
bir nüansı olan bir kahvaltım var bu hafta.
Yine klasik
kahvaltım var üstüne bir de sarelle var ama!!! Sarelle ama şekersiz sarelle :)
Geceleri erkenden yatıyorum da sabah olsun bir an önce kahvaltı edeyim diye :)
Aşağı yukarı bir yemek kaşığı kadar yiyebiliyorum kahvaltıda iyi ayarlanınca ekmeğime güzelce sürebiliyorum. Valla güne keyifle başlıyorum yahu :))
Yanında da yeşil çayım var, tabii bitki çayı, beyaz çay ya da bildiğimiz siyah
çay da içebiliyorum ama ben alıştım yeşil çaya elim ona gidiyor sabahları.
Ara öğünümde kahve aşkımdan yine nescafe var sütlü. Yanında taze veya kuru meyve ile içiyorum mis
kahvemi.
Öğlen ise yine pratik bir öğün talep ettim Ayça Hanım'dan
o da sağolsun kırmadı beni. 2 şekilde
hazırlayabileceğim tam buğday lavaştan bir dürüm yazdı listeme. Daha önce bahsettiğim tavuk köfte ile yahut
hindi jambon, krem peynir ve kaşar peynir ile yapabiliyorum dürümü fotoğraflara
ne kadar yansıtabiliyorum bilmiyorum ama ne yazdılarsa bu zamana kadar baya
lezzetli oldular hep. Yanında da mis
gibi ayranımı içiyorum.
Öğlen 3 öğünüm artık klasikleşti :)) Hem sabah hem
öğleden sonra tatlı yiyerek zayıflıyor olmam sanıyorum ki internette dolaşan
"mucize diyet" adı altında tek tip beslenen ya da aç kalan insanların
sinirini bozacaktır muhtelemen. Ben
olsam bozulurdum en azından :) Şekersiz tadelle ve Türk kahvesi artık benim
için ayrılmaz ikili oldular <3
Bir sonraki ara öğünüm ise yine ayran ve gran pavesi. Bu krakerleri kime tavsiye ettiysem
bayıldı. Hem lezzetli hem hafif oluşuyla
gönülleri fethetti vallahi :p
Geldik akşama,
Şimdi yazarken farkettim bu hafta amma çok şey talep
etmişim. Yine benim talebim üzerine
çorba yazdı Ayça Hanım akşam yemeğine.
Sizi bilmem de ben çorbayı çok seviyorum ve arıyorum. Öyle başlangıç olarak falan da değil ana
yemek yerine de içtiğim çok olmuştur yanına bi' şey aramam pek. 1 porsiyon kremasız çorba içiyorum. Yanına da
bol peynirli yeşil salatam var. Hafif mi
hafif bir akşam yemeği oluyor. İçim hem ısınıyor hem ferahlıyor. Mis gibi.
İşte bu hafta da böyle.
Sizlerin de bilgi almak istediğiniz veya merak ettiğiniz konular varsa
yorum olarak bırakırsanız o konulara dair post yazabilirim.
Görüşmek üzere,
Sevgiler
14 Nisan 2015 Salı
Vee 3. Hafta Başlar
3. Hafta listemle karşınızdayım. 2. Hafta listemin sonucunda 1.1 kilo
vermişim. Normal olarak haftalık 900 gr.
ile 1.8 kilo arasında vermem bekleniyor yani vücut kitlesinin %1 ila 2'si. Fakat geçen hafta benim regl dönemi öncesi
sürecimdi ve tartım sonrası nedense çok mutsuz oldum, bekleme salonunda bir
sürü insanın arasında koyverdim ağlamayı.
Ah bu hormonlar! Yaktılar beni... Orada koltukta sanki dünyam başıma
yıkılmış gibi nasıl ağladım anlatamam.
Tuğçe Hanımla görüşecektik geçen hafta, her zamanki güler yüzüyle yanıma gelirken benim halimi görünce tabii şaşırdı baya. Hatta biraz azarlanmış olabilirim, tabi azarlanmak derken kafanızda yanlış canlanmasın. Çok net belirtti eğer tartıdaki rakamlar seni strese sokup üzecekse bundan sonra ne vücut analizlerini ne de tartıdaki rakamları görmene izin vermem diye. Şimdi düşününce fazla tepki verdiğimin farkındayım ama o an öyle olmuyor işte. Bir de öğrendim ki diyetlerin 2. Haftası kilo verme biraz az seyredermiş. Hani ilk hafta değişen yeme sistemiyle hızlı verdiğimiz kilolar ikinci hafta vücut alışma sürecine girince azcık sekteye uğrarmış. Velhasıl kelam, geçen perşembe biraz mutsuz geçti benim için. Diyet süresince Formeo'dan haftalık günlükler veriliyor bana, ne yedim ne içtim, nasıl hissettim diye yazabileyim diye. O günlüğün başına da güncel kilom yazılıyor. Tuğçe Hanım kilom yerine "harika gidiyoruz, haftaya gülen bir yüz görmek istiyorum :)" yazdı. Nasıl tatlılar, nasıl insan halinden anlıyorlar :)
Bu haftaki listem baya pratikti. Sabah yine yumurtalı kahvaltım var. Artık onu kabullendim. Yumurta ve diyet can ciğerler :) haşlanmış
yumurta, light beyaz peynir, yeşillikler ve zeytin veya avokadolu bir kahvaltı
yaptım. Chaili yeşil çay içtim bir de
yanına. Tabii ekmeğim her zamanki gibi
yine vardı. Oldukça doyurucu bir
kahvaltı, sanırım yumurtanın bunda etkisi büyük.
Kahvaltıdan sonraki ilk ara öğünümde sütlü kahve
var. Green blend adlı antioksidan
özelliği olan bir kahve içtim içine biraz da tarçın katıp. Tadı gayet güzel ve içimi de kolaydı. Yanına gün kurusu kayısı veya kurutulmuş
çilek yedim bir de. Oldukça pratik ve mazerete izin vermeyen bir
ara öğündü benim için.
Öğle yemeğim ise bu zaman kadarki en pratik olanıydı
diyebilirim. Tam tahıllı sandviç
ekmeğinin arasına light krem peynir, hindi füme ve yeşillik koyup kocaman,
lezzetli ve hemencecik hazırlanan bir öğün.
Yanına da light ayranım vardı. 5
dakikada hazırlamanın rahatlığı harikaydı gerçekten.
Saat 3 öğünüm ise bu hafta malum tatlı krizlerimin olması
ihtimaliyle yine şekersiz tadelle ve türk kahvesi idi. Hayat kurtarıcı oldu
diyebilirim rahatlıkla. Gözüm dönüp
çikolatalarla kendimi boğduğum önceki regl dönemlerine göre de içim ve bedenim
rahattı.
Bir sonraki ara öğünüm wasa sandviç ve ayrandı. Ben wasayı sade tüketmeyi pek
sevmiyorum. Çok yavan geliyor bana.
Sandviç halleri ise daha güzel ve akşam yemeği öncesi güzel bir doygunluk
sağlıyor. Artık akşam yemeklerine
saldırmak yok :)
Akşam yemeğimde bu hafta balık ve tavuk vardı. Somon, levrek ve tavuk göğsü tükettim. Yanında da yağsız limonlu salatam ve 1 dilim
ekmeğim vardı. Ama asıl bomba ice tea
içmemdi sanırım. Light ice tea ile
resmen keyif yaparak yedim akşam yemeklerimi.
Ben baharat kullanmayı çok severim.
İce tea o baharatlı yemeğin yanında güzel bir ferahlatıcı seçenek
oldu.
En son öğünümde 1 paket light yoğurt ve ananas
vardı. Daha tokluğum geçmeden yedim çoğu
zaman ama ananası çok sevdiğimden şikayet edemem, güne güzel bir kapanış
oldu.
Bütün bunların yanında günde 3 bardak yeşil çayım ve 2.5
litre suyum da vardı tabi. Ben bardak
hesabı gidiyordum ama Tuğçe hanım şişe hesabıyla gitmemi önerdi ben de şu
tombalak sevimli 1 litrelik şişelerden edindim iki tane, bir tane de yarım
litrelik olanlarından aldım. Günlük
hedef olarak masamın üstüne koydum.
Onlar boşalmadıkça içim rahat etmedi.
Gözümüzün önünde olunca unutulmuyor su içmek. Bir de insülin direncim için ilaca başladım,
akşamları yemeğimin son lokmasıyla alıyorum.
Yan etkilerindem bir kaç tanesini yaşadım ilk günlerde ama hafifledi
artık, sanırım vücudum alışıyor.
Bu haftam da işte böyleydi. Duygusal iniş çıkışlar dışında halen hiç bir
sıkıntım yok. Kendi kendime hep diyorum,
eğer hiç destek almadan bunu yapıyor olsaydım sanırım çoktan bin kere bozmuştum
diye. Her hafta heyecanla gidiyorum
acaba bu hafta ne yiyeceğim diye. Sabit
şeyler illaki var listelerimde ama değişen ara öğünler ve içerikler bein
diyetime sadık kalmak konusunda baya bir motive ediyor. Umarım bu yazılar da sizlere en azından bir
fikir veriyordur ve motivasyonunuza faydalı oluyordur.
Bir sonraki postta görüşmek üzere,
Sevgiler
9 Nisan 2015 Perşembe
Çay & Kahve Postu :)
Merhabalar!
Millet olarak çayı nasıl içiyoruz nasıl seviyoruz belli
değil, kahve desen miiiiis gibi bir kahvemiz var
:) Eh tabi ben de çayı ve kahveyi çok tüketen bir insanım ay ya da insandım mı
desem bilemedim. Çünkü bu durum azıcık değişmeye başladı.
Önceden günde neredeyse 5 bardak Türk kahvesi içtiğim
olurdu, önceden dediğimde 2 hafta öncesi :), zavallı kalbim nasıl dayanmış
bilemedim. Çay desen sabah kalkınca daha
yüzümü yıkamaya gitmeden su ısıtıcısını çalıştırırdım desem anlarsınız
herhalde, ve bu durumun az çok hepinize tanıdık geldiğine de eminim :) Gönülden
bağlıyız çaya :) Fakaaat, geçen hafta öyle bir şey öğrendim ki... Saat 5'ten
sonra alınan kafein kilo verimini olumsuz etkilermiş. Ben böyle güzel güzel ay şöyle çay vay böyle
kahve içerim geceleri dediğimde Seçil hanım bu yüzden kilo veremiyor
olabilirsin dedi. Şaka gibi değil mi?
Şekersiz içince bir şey olmuyor söylemleri o kadar da doğru değilmiş demek ki.
İşte o günden bu yana saat 5'ten sonra bu kızcağız ne çay ne kahve içiyor,
aslında 1 bardak açık ve limonlu çaya izin verdi Seçil hanım ama onu da ben
içmiyorum yapmışken tam olsun diye. Bir de Türk kahvesi sayısı da 2'ye düştü.
Oy dağlar... :) Bitki çayları sanıyorum
ki izinli, çok emin olamadım şu an. Bunu
diyetisyenlerime danışıp sizlere yine haber veririm.
Ha işte bu meşhur saat 5 benim ara öğün saatim. En
keyifli ara öğünüm ve iple çekerek bekliyorum, sabahtan hayallerini kuruyorum
:) Whatsapp kullananlar bilirler belki kırmızı elbiseli danseden bir emoji var,
işte ben o oluyorum saat 5'te :) Misler gibi Türk kahvemi yapıyorum tabii
şekersiz ama ben zaten diyetten önce de sade seviyordum, yanına da abur cubur
gibi tatlı gibi bir şeylerin fit versiyonları oluyor bir porsiyon. Geçen hafta fitiz mutfaktan çıkan
kurabiyeler, muffin ve gran pavesi adında masum çizi dediğim bir kraker vardı
seçenekler arasında. Kakao sevdalısı bir insan olarak kurabiyeler beni oldukça
tatmin etti. Krakerler ise baya
lezzetliydi ve bir paket yiyebiliyordum.
Çay ve kahve düzenlemesine hala alışma sürecindeyim, ilk
hafta akşamları yoksunluk çektim ama şimdi daha iyiyim. Onun yerine bol bol su
içiyorum ki bu bana göre bol bol ama hala 2.5 litreyi bulamadığım oluyor ki bu
da analizlerde çıkıyor. Telefona alarm kurmaya
karar verdim, ben susuzluk hissetmesem de vücut ihtiyaç duyuyormuş çünkü. Yine de eskiye göre daha fazla içiyorum ve
söylenenler doğruymuş cildim biraz düzeldi su içmeyi artırınca. Doğal mucize :p
Görüşmek üzere!
Sevgiler
6 Nisan 2015 Pazartesi
Doya Doya Zayıflamak, Nasıl mı?
Merhabalar,
İkinci haftamın kısa bir özetiyle karşınızdayım, aslında
çay&kahve meselesini anlatacaktım ama geciktirmeden bu haftayla ilgili
güncellemeyi yapayım dedim. Hazır pazartesi resmi diyete başlama günüyken (:p)
listelerden gitmek daha mantıklı geldi.
Bu hafta Elvan Odabaşı Kanar ile görüştük. Hep kendimi tekrarlıyorum gibi oluyor ama
yine söyleyeceğim ben bu insanların pozitif enerjilerine, samimiyetlerine,
neşelerine doyamıyorum yahu. Sevimlilik
abidesi bir insan kendisi. Kahkahalar
ata ata bir liste yazdı bana :)
Kahvaltı ile başlayayım;
Geçen hafta 1 olan yumurtam 2'ye çıktı bu hafta ve
booooool sebzeli bir omlete dönüştü. Tabii bu noktada tekrar hatırlatmakta
fayda var, bu miktarlar benim metabolizmama göre ayarlandı, aman dikkat edelim
hanımlar, beyler! Bu proje sadece beni sağlıklı rakamlara düşürmek amacında değil malum, benim üzerimden takip
eden herkesi bilinçlendirmek ve örnek teşkil edebilmeyi de amaçlamakta. O yüzden ben bol bol tekrar edeceğim bu
uyarıyı, hepimiz kilo vermek istiyoruz ama doğru yoldan yapmayıp faydadan çok
zarar görmeyelim.
Kahvaltıdan sonraki ilk ara öğünüm meyve ve yoğurt. Yağ yakımı özelliği olan kivi, ananas,
mevsimi gelmişken çilek ve diyetisyenlerin vazgeçilmezi elma ile karıştır
yakıştır usulü yiyorum her gün. Hatta
güneşi göreceğimi umduğum günler için çakma dondurma yaptım, yaptım dediğimde dondurma kalıplarına normalde
yediğim halini atıp dondurdum :) Aman neyim eksik ben de yerim dondurma :)
Öğle yemeğim çok tanıdık ve çoook lezzetli: kıymalı
makarna! Vallahi makarna billahi makarna! :) Tabii artık beyaz değil tam buğday
yiyorum, bana mı öyle geliyor psikolojik mi bilmiyorum da çılgıncasına
doyuyorum ve baya uzun tok tutuyor. Makarna önceden de tok tutardı ama tabak
tabak yağlı, kremalı soslarla yerdim de öyle tok hissederdim. Gerçi sonra mideme taş gibi otururdu. Şimdi hafif mi hafif, baya lezzetli ve anam
babam usulü olduğu için damağıma da tanıdık.
Öğle yemeğimden sonraki ilk ara öğünüm tadelle ve Türk
kahvesi. Şimdi bu diyet seve seve
yapılmasın mı? :) Tadellenin şekersiz hali varmış ve 87 kaloricikmiş, pişmanlık
hissetmeden kahvemizin yanında keyifle yiyebilirmişiz. Sizleri bilmem de
çikolata benim için vazgeçilmez seviyorum yahu hatta ilk başladığımızda
nelersiz yapamazsın listesinin bir numarasıydı çikolata :)) Çikolata ye üstüne
zayıfla, mis misss!
Sonraki ara öğünümde yine suçluluk hissetmeden yenilen
bir çeşit kraker ve ayran içiyorum. Bu
ara öğün akşam yemeğinden önceki son öğünüm ve beni öyle tok tutyor ki akşam
yemeğine saldırmıyorum. Saldırmayı bırak yemek aklıma gelmiyor, telefondaki
alarmlar hatırlatıyor öyle yemek hazırlamaya başlıyorum.
Akşam yemeğinde bu hafta salata yanında beyaz et veya
vakit bulamadığım zamanlar için salataya karıştırıp hemencecik yiyeyim diye
beyaz peynir var. Nasıl rahat uyuyorum
geceleri, midem hiç yorulmamış ama yine deli gibi doymuş halde.
Son ara öğünüm de yoğurt var yine. Canım yoğurt ya ne
güzel şeysin <3
Bütün bunların haricinde günlük içmem gereken su 3
litreye çıktı. Yeni yeni düzenli su içme alışkanlığı edinen ben için baya
zorlayıcı oluyor ara sıra ama suyun faydaları malum, bunu önerenler de malum
vardır bir hikmeti deyip şişe şişe sularla geziyorum her yerde :) Bir de 3
bardak yeşil çayım var yine günlük, onda sorun yok limonla tadını güzelleştirip
içi içiveriyorum :)
Bu hafta da işte böyle, henüz sonucunu bilemiyorum. Perşembe günü göreceğiz. Umarım güzel sonuçlar göreceğim.
Tekrar görüşene kadar hoşçakalın efenim,
Doya doya zayıflayan fit kız :)
3 Nisan 2015 Cuma
Bir Haftada İki Kilo :)
Herkese tekrar merhabalar,
Diyette ilk haftamı bitirdim ve 2 kilo vermişim! Hiç
acıkmadan hatta fazlasıyla doyarak, azıcık bile zorlanmadan ve diyet yaptığımı
hiç hissetmeden nasıl oldu vallahi anlamadım. Hafta boyunca hiç tartılmamıştım
ve açıkcası kilo verdiğimi de düşünmemiştim. Bende hipotiroidi yani tiroidlerin
çalışmaması hastalığı var metabolizmam ilaç desteğiyle çalışıyor anca, o yüzden
baya yavaş kilo vereceğimi düşünüyordum. Ama iki kilo öylece, kolayca gidince
dünyalar benim oldu desem yeri :)
Diyete dair çeşitli sorular geldi yorumlarda fakat ben
diyetisyenlerimize danışmadan yanlış bilgi vermek istemedim, ne de olsa ben de
yeniyim bu işte :) Mesela bana yazılan diyet metabolizma hızımla orantılı
belirleniyor o yüzden kalori miktarını belirtmemiştim, bana kilo verdiren sizlere
kilo aldırabilir yahut zararlı olabilir bu sebepten kalori miktarını söylememem
en iyisi. Ama geri kalan her şeyden
biraz biraz bahsedebilirim.
Diyetim yazılırken neleri sevdiğimden bahsetmiştik ben
yoğurda bayılırım, yoğurtsuz bi öğünüm yok diyebilirim. Geçen hafta neredeyse
her öğünümde yoğurt yedim ^_^ Ara öğünlerde meyve veya kuru meyveyle beraber
ana öğünlerde yemeğin yanında namnamnam yedim. Bir de süt vardı bir ara
öğünümde ama ben hiiiç sevmiyorum süt içmeyi bi koku geliyor burnuma tiksindiriyor
onu da blenderdan meyve ile geçirip milkshake gibi içtim.
Ana öğünlere
gelirsek kahvaltı için yumurta olmazsa olmazmış! Ve yumurta da yine kokusundan
dolayı yemediğim yiyeceklerden biri fakat söz konusu sağlıklı zayıflamak olunca
onu da biraz değiştirip yedim valla. Haşlayıp bol limon ve pul biberle
karıştırınca benim için daha yenilebilir hale geldi. Tabii bunda listeme
yazılan üçgen peynirin de payı büyük. Karper peynir diye bildiğimiz üçgen
peynir simitle nasıl güzel olur değil mi? İşte ben de geçen hafta light krem
peyniri simit muamelesi yaptığım tahıllı ekmeklerime sürüp keyifle yedim. Önce
yumurtayı yiyip sonra da peynirle kendimi ödüllendirdim bir nevi :)
Öğle ve akşam yemeklerimde kırmızı et, tavuk ve balık
seçeneklerim vardı ve yeşillik ve sebzelerle.
Yağsız kıyma ile sebze karışıtırıp azıcık yağ ile pişirebileceğim bir ev
köftesi tarifi verdi Seçil Hanım bana.
Sizi bilmem ama ben dışarda yediğim köfteleri hiiiiç sevmiyorum kayış
gibi oluyorlar. Bu tarifi ise soğan ve
maydonozla yaptığımda anne köftesini aratmadı bana dışardakilere bin basar
güzellikte oldu, severek yedim. Tabii
her gün her gün köfte yemedim, kimi gün tavukla sebzeleri soteledim, kimi gün
fırında balık yaptım. Diyet listesindeki
çeşitlilik bıkmayı engelleiyor onu anladım böyle sabahtan kalkıp pöff bugün de
mi şunu yicem demedim, acaba bugün ne yesem dedim, lükse bakar mısınız? :)
Şimdilik bu kadar sanırım, bi sonraki postumda benim
keyif ara öğünü olarak adlandırdığım öğünden ve çay, kahve ve su tüketiminden
biraz bahsedeceğim
Sevgiler
Mutluluğa ve sağlığa iki kilo yaklaşmış fit kız Xo :D
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)