9 Temmuz 2015 Perşembe

Büyük Buhran


Yine vazgeçmek yok temalı bir yazıyla daha karşınızdayım.  Kendimi tekrarlar gibi görünsem de sanırım sürekli yüzleşmek zorunda kaldığım bir engel hayatımda bu.  Motivasyonumun en yüksek olduğu 10 kilo verdim zamanlarından sonra olanlar oldu çünkü.  3 hafta boyunca değil kilo vermek bir de üstüne yarım kilo aldım.  %100 diyete uyum, aksatılmayan yürüyüşler, bitki çayı destekleri, vakitli uyuyup uyanmak, ilaçlarımı aksatmamak.... Kilo vermek için yapılması gerekenler listemdeki her şeyi eksiksiz yapıyordum halbuki...

Neden veremiyorum diye kendi kendimi ne kadar yediğimi tahmin edersiniz muhtemelen. Kendimi üzmemeye, kafama takıp strese gimemeye çalıştım olabildiğince.  Tabii bu arada Formeo'da küçük çapta bir alarma sebep verdim diyebilirim.  Gayet verimli giden süreç duraksamaya uğrayınca önce baraj kilosu olduğundan şüphelenildi, ki çok mümkün çünkü geçen sene bu kilolarda geziniyordum sürekli.  Ama duraksama devam edince hormon ve kan tahlillerimi yaptırmamı istediler diyetisyenlerim.  Zira ortada ters bir şey vardı.  Nitekim, sonuçlar gösterdi ki kendisinden zerre hazzetmediğim çalışmayı reddeden ilaçla desteklediğim tiroid bezlerim ilaç desteğiyle bile çalışmamaya başlamışlar.  Ne güzel değil mi? Normalde 6 ayda bir rutin yaptırdığım testler bunlar.  Düşünsenize normal rutinde devam ettiğimi? Muhtemelen kilo vermem durmakla kalmayacak, almaya başlayacaktım ve onca emek ve umut çöpe gidecekti.  Bir kez daha profesyonel yardım almanın hayat kurtaran etkisini gördüm hayatımda. 

Şimdi bakınca aslında kendim de farketmeliydim diyorum çünkü uykum yine ağırlaşmıştı, depresif ve sinirliydim, sürekli bir bezginlik ve tembellik hali baş gösteriyordu.  Ama sanırım olayların içindeyken objektif bakamıyoruz duruma, dışardan gelen bir öneri, farklı bir bakış açısı her eşyin yönünü değiştirebiliyor. 

Sözün özü, demek istediğim her şeyi doğru yaptığınıza inanıyorsanız ve ters giden bir şeyler varsa önce kendi içimizi, vücudumuzu kontrol etmek lazım :) Ve tabii ki bu süreçte umudumuza olabildiğince sahip çıkıp yola devam etmeye bakacağız :)

Sevgiler.


Not: Bütün bunların üstüne 1.3 kilo vererek büyük duraksamayı umuyorum ki geride bıraktım :) Tartıda 7'li rakamları görmek paha biçilemez.  Darısı 6'lara ve belki 5'lere :))

18 Haziran 2015 Perşembe

İç Sesinle Savaş


Kilo vermeye karar vermek- evet kilo vermek değil, benim açımdan en zorlayıcı tarafıydı diyet serüveninin.  Her gün ayna karşısında “KİLO VERMEM LAZIM!!” serzenişleri  ya da arkadaşlarla, aileyle beraberken “diyete başlayacağım” değil bahsettiğim. Bu söylenişler bence biraz savunma mekanizmamızın işi.  Böyle dillendirince çözmeye başlamışız da kilolar bu cümleler söylendikçe gidecekmiş gibi geliyor. Bir nevi anlık kafa rahatlatmak işte.  Artık durumun ciddiyetinin farkına varıp zihinsel olarak hazır olmak ise asıl zor kısım. Çünkü o zaman alışkanlıklar değişmeye başlıyor, rutinimiz değişiyor ve eğer benim gibiyseniz duygusal açlıkla devamlı bir savaş halinde kalmak gerekiyor.  Ve ben şanslıydım ki beni bu kararımdan saptırmayacak bir sürü insanın desteğiyle devam ediyorum yoluma. Ama bütün dünya destek olsa da, iç sesimize söz geçiremedikten sonra bir anlamı yok.



İç sesimiz adeta küçük bir şeytan bence. Bu sadece kilo vermek anlamında değil, hayatımızın her yeni adımında, alınacak risklerde, yeni başlangıçlarda hep hazırda bekliyor.  Bizi sindirmek, geri adım attırmak ve kurtulmaya çalıştığımız karanlıklara döndürmek en büyük hazzı :/ Üstelik neredeyse kendimi bildim bileli orada olan o ses nasıl susturulur ki?  Evet belki tam anlamıyla asla ortadan kalkmıyor ama ağzının payını vermek mümkün :)

Benim en çok duyduğum cümleler şu şekilde:

“Başaramayacaksın.”
“En fazla 1 ay dayanırsın.”
“Hiçbir değişiklik yok işte!Hala şişmansın!”
“1 seferden bir şey olmaz, boz diyeti”
“İşe yaramıyor.”
“Tamam şu kadar kilo vermiş olabilirsin ama daha vermen gereken kiloya bak!!”

Bu ve benzeri düşünceler bir hücum etti mi kurtulmak çok zor gerçekten.  Ben hala tam anlamıyla başarılı olup susturabiliyorum diyemem ama gelişme kaydediyorum.  Özellikle ölçüm günleri yaklaştıkça daha çok duyuyorum bu sesleri.  Şimdilik en başarılı susturma yöntemim müzik, yürüyüş ve temizlik :)))

Bir de kendime telkin vermeye başladım.  Gerçekçi davranıp, duygusal değil de mantık çerçevesinde düşünmeye çalışıyorum:

*Evet daha önce başaramadım, ama bu sefer başarmamam için bir sebep yok, zararın neresinden dönülürse kar sonuçta. 
*Evet hala şişmanım belki ama sağlıklı olmaya ve ideal kiloma daha yakınım.  Ya hiç vermemiş olsaydım?
*Evet tatlılar, abur cuburlar, fast food çok çekici, inkar edemem, ama bozduktan sonra hissedeceğime %100 emin olduğum o acı  pişmanlık ne olacak? Hem artık sağlıklı alternatifler konusunda da daha bilgili olduğum için her istediğimi sadece değişik versiyonuyla yiyorum :)
*Evet bu diyet işe yarıyor, bunu ben kendimde görmesemde- yada görmeyi reddetsem de dışardan farkedilir noktaya geldim yavaş yavaş ve bundan büyük motivasyon yok bence :) O “Zayıflamışşın.” cümlesi mucizevi etki yaratıyor doğrusu :)
*Evet yolum daha uzun, ama bu uzun yolda beni caydırmadan götürecek şekilde besleniyorum.  Her sabah gün sayıp bitiş gününü beklediğim türden bir diyet değil bu, ki artık diyet de değil, yaşamımın bir parçası. 

İç sesimize disiplin verebilirsek önümüzdeki en büyük engel kalkıyor.  İnsana kendinden daha büyük engel çıkaran başka bir şey yokmuş gerçekten.  Alışkanlıklar, rutinler, güvende hissettiğimiz alan onları ilk terketme teşebbüsümüzde isyana geçiyorlar.  Ama bütün bunları kırmak elimizde.  Her yeni günde, sabırla ve belki binlerce kez kendimize tekrar ederek ve sonunda kendimizi başarabileceğimize inandırana dek...
Sonrasında o imkansız görünen başarı kendini gösteriyor zaten :)


1 Haziran 2015 Pazartesi

10 Adımda 10 Kilo

Herkese merhabalar!



2 ayımızı bitirdik ve ben kısaca hayatımda değiştirdiğim 10 adımla nasıl 10 kilo verdiğimi anlatmak istedim.  Belki aralarında daha önce hiç duymadığınız bir şey yok ama belki sıradan bir kız çocuğundan duymak sizi ikna edebilir ve siz de hayatınızda bu 10 değişikliğe yer verirsiniz :)


 1) KENDİNİ SEV!!!!
Bunu halen tam manasıyla gerçekleştiremiyor olsam da gelişme kaydettim bence :) Kendinizi sevmeden olmuyor hanımlar, beyler.  Kendimizi seveceğiz ve en iyi, en sağlıklı versiyonumuza ulaşmayı hedefleyeceğiz.  Evet kilo aldık, aynalara küstük belki ama değiştirmek de elimizde değil mi? Sebze-meyve değil ki bu çürüyünce bozulunca çöpe atalım.  Bedenimiz ömür boyu bizimle ve her iyi adımımıza da cevap verecek.  Asla geç değil. Yeter ki kendimize küsmeyelim.


 2)POZİTİF KAL, STRESE GİRME!
Hepimiz mucizevi sonuçlar istiyoruz inkara gerek yok.  Ama sağlığımızı çöpe atmayı göze almadıysak-ki bu bir seçenek olmamalı asla, biraz gerçekçi biraz da sabırlı olacağız. Arada tartıda artılar göreceğiz, arada minnoş vücudumuz direnecek değişime ama kırılacak, o eksiler eninde sonunda görünecek, güvenin bana. Stres yaptığımız an her şey kitleniyor.  Kendimizi aç bıraksak bile kilo verilmiyor.  Rahatlayacağız, akışına bırakacağız hayatı :)


 3)BİR BİLENE DANIŞ
Her gün gazetelerde, televizyonda, internette yüzlerce diyetle karşılaşıyoruz değil mi? İtibar etmeyin gözünüzü seveyim. Her birimiz eşsiziz, hepimiz farklıyız e o zaman ne demeye fabrikasyon diyetlere itibar edelim ki? Evet belki işe yarayacak, ama kime ve ne karşılığında? Ve evet herkesin bütçesi diyetisyene gitmeye yetmiyor ama diyetisyenleri takip etmek ve önerilerini hayata geçirmek de oldukça etkili olacaktır.  Tabii bütçesi yetenlerin kesinlikle gitmelerini tavsiye ederim, hayatınızı baştan aşağı değiştiren bir etkiye sahipler.


 4)KLİŞELERE&EFSANELERE KULAK ASMA!!
Yok kutu süt sağlıksızmış, yok akşam 6'dan sonra bir şey yenmezmiş, yok ara öğün metabolizmayı tembelleştirirmiş 3 hatta 2 öğün yetermiş....YALAN! Vallahi yalan,billahi yalan. işte önünüzde ben varım günde 3 ana ve 4 ara öğünle gece 9'da ara öğün yaparak 10 kilo verdim.  İletişim çağı ne kadar güzelse bir o kadar tehlikeli.  Herkes kendince kurallar uydurup yayabiliyor.  Güvenilir kaynaklara sadık kalın, sağlığınızdan ve  doya doya zayıflamaktan mahrum kalmayın.
 5) ERKEN KALK& KAHVALTIYI ATLAMA
Sanırım en vazgeçilmez maddelerden biri bu.  8 saat uyuyun günde, ama erken kalkın.  Metabolizma bir uyansın bir çalışmaya başlasın. Bu gerçekten çok önemli bir madde.  Kahvaltı en en en önemli ve vazgeçilmez öğün. Sevdiğiniz sağlıklı alternatiflerle çeşitlendirip kahvaltıyı sıkıcı olmaktan uzaklaştırmak da elimizde hem.


 6)EGZERSİZ YAP!!!
Sadece kilo verebilmek için değil, sağlıklı ve dinç kalabilmek için egzersiz yap.  Haftada 3 gün 35 dakika tempolu yürüyüş ile başla sonra 5 güne çıkar.  Hem vücudun hem ruhun faydalansın bu egzersizden.  Günlük koşuşturmaca içerisinde kulaklıklarını takıp 35 dakikayı kendine ayırmaktan ne zarar gelebilir ki?


 7)AKILLI & SAĞLIKLI ALIŞVERİŞ YAPMAYI ÖĞREN Nasıl mı? Sosyal medyanın gücünü kullanarak bence, Formeo bünyesindeki diyetisyenler ve daha birçok diyetisyen bize sağlıklı alternatifleri hep sunuyorlar.  Cips, çikolata, kurabiye deyince öcü gibi bir kavram belirse de aklımızda bunların da sağlıklı ve fit alternatifleri de var örneğin.  Light ürünlerden korkmaya lüzum yok ayrıca. İnstagram&twitter&facebook'u lehimize kullanmak elimizde.


 8)SEFER TASINI GERİ GETİR
Diyete %100 uymak istiyorsak ve yakınımızda Fitizdiet mutfak yoksa, yemeğimizi evde hazırlayıp yanımıza alacağız. Dışarıdaki yiyeceklere maalesef diyet anlamında güvenmek ne yazık ki mümkün değil.  Hem de porsiyon kontrolünü sağlamak çok zor, özellikle de her yemeğin yanında gelen patates kızartmasını düşünecek olursak, değil mi?


 9)MUTFAK TARTISI EDİN
Hep söylenen söz porsiyon kontrolüne dikkat! Ama nasıl? Cevap mutfak tartısında. Hayatımı bu kadar değiştirebileceğine inanmazdım açıkcası mutfak tartısının ama bir noktadan sonra elim ayağım gibi oldu diyebilirim. Tartısız mutfakta adım atmıyorum artık.  Avuç içi, tane hesabının çok da sağlam olmadığını gördüm çünkü.


 10) AÇ KALMA, DOYA DOYA ZAYIFLA
Bir kurum mottosu ancak bu kadar gerçekçi olabilir Formeo'da bunu öğrendim. Eğer sağlıklı ve kalıcı kilo vermekse amacımız doya doya zayıflayacağız. Ara öğünlerimize sahip çıkacağız, ekmeğimizi diyetimizden hiç eksik etmeyeceğiz ve yasaksız ama sağlıklı alternatiflerle diyet adıyla başladığımız yolu yaşam tarzımız haline getireceğiz hem de hiç zorlanmadan


 İşte verdiğim 10 kiloyu düşününce benim hayatımda değiştirdiğim 10 madde böyle.  Belki aklıma gelmeyen 1000 madde daha vardır ama sanıyorum ki kilo verme yolunda ilk etapta en önemli olanlar bunlar. 

25 Mayıs 2015 Pazartesi

En Fit Ev Köftesi

Bir televizyon programı aşçısı edasıyla sizlere sunmak istediğim bir köfte tarifimiz var bugun hanımlar, beyler :)

Bu köfte tarifimizden 4 adet köfte çıkıyor ve akşam yemekleri için oldukça pratik bir o kadar da lezzetli.

Malzemeler:
*120 gram yağsız dana kıyma veya 200 gram tavuk
*100 gram sebze
*1 tatlı kaşığı zeytinyağı
*Az bir miktar tuz
*İstenilen baharatlar


Tarif aslında sizlerin de tahmin edebileceği gibi oldukça basit ve bilindik. Yağsız kıymamız veya tavuk köftesi yapmak istiyorsak rondodan geçirdiğimiz tavuk etimiz ile doğradığımız sebzeler ve geri kalan bütün malzemelerle karıştırıp yoğuruyoruz güzelce.  Daha sonra da 1 tatlı kaşığı zeytinyağımızı tavaya sürerek kızartıyoruz köftelerimizi, gerçi pek kızartmak denemez ızgara gibi oluyor daha çok. 



Bana kalırsa grill tavalarla daha güzel bir sonuç alınıyor görüntü açısından, çizgi çizgi mangalda pişmiş gibi oluyor üstleri.  Tavayı da güzelce ısıtmakta da fayda var yoksa dağılıveriyor köfteler.  Ben hep sebze hakkımı soğan ve maydonozdan yana kullandım ama tabiki sizler zevkinize göre çeşitlendirebilirsiniz. 


Bu köfteleri yanında yağsız yoğurt ve tam tahıllı ekmek ile tükettikmi bizden iyisi yok :)) hem sağlıklı, hem lezzetli! Tabii porsiyon kontrolünü unutmadan :)

Deneyenleriniz olursa yorumlarınızı hatta fotoğraflarınızı görmeyi çok isterim.  Sizlerin de böyle fit tarifleriniz var ise paylaşın lütfen :)

Son olarak afiyet olsun, formda tutsun ;) (fitizdiet mutfak mottosunu araklamış olabilirim burda^^)


Sevgiler

19 Mayıs 2015 Salı

Merhaba :)

Merhabalar herkese,


Bu hafta liste yazıma durumumu anlatan bir resimle başlamak istiyorum. İngilizce bilmeyenleriniz var ise dilimin döndüğünce çevireyim.  Diyor ki eğer hayatınızda hiç iniş ve çıkış olmuyor ise ölüsünüz demektir.  Güzel bir söz olduğunu düşünüyorum hem de durumuma da uygun. Kilo verme serüveni ne yazık ki hep eksilerle gitmiyor.  Ben de geçen hafta +200 gram gördüm tartıda.  Hemen moral bozacak, bir depresif hallere girecek yer arayan bendenize bundan güzel fırsat mı olur? İşte dedim kitlendi kilo verme, aferin bana.  Ünvanları diyetisyen olsa da yan meslek olarak psikologluk yaptıklarına emin olduğum Formeo ailesi tabii yine pozitif yaklaştılar bu duruma.  "Bak ama kas ağırlığın artmış, 200 gram da yağdan gitmiş" dediler.  İşte bu +200'ün üstüne gelen yeni listemi göreceksiniz bu postta. 

Sabah kahvaltım yine klasik yumurtalı, peynirli, yeşillik, domatesli kahvaltı.  Klasik diyorum ama iddia ediyorum böyle bir doymak yok :))


Ara öğünümde probiyotikli yoğurdum var.  Dosdoyurucu kahvaltının üstüne hafif bir ara öğün kurtarıcı oluyor. 


Öğle yemeğim pratik ama çook lezzetli dürüm.  Mutfakta vakit geçirmeyi sevsem de böyle kolay hazırlanabilen bir öğünün rahatlığına da bayılıyorum
.

Keyif öğünümde bu hafta 3 farklı yiyecek tükettim.  Bir tanesi Kinoa cipsiydi ki o kadar lezzetliydi ki fotoğrafını çekmeyi unutmuşum yemekten :)) Kesinlikle denemelisiniz harika bir lezzetti! Diğeri şekersiz tadelle idi, onu biliyorsunuz zaten.  Son alternatifim de 100 gram taze meyve ile 10 ader bademdi.  Hazır yaz meyveleri de çıkmaya başlamışken bol çeşitli bir öğün seçeneği oluyor meyve. 


Saat 5 ara öğünümde 1 paket light süt ile 200 gr taze meyvem vardı.  Bu 200 gram taze meyve eğer karpuz yemeyi seçerseniz mucizevi bir şekilde 400 grama çıkıyor.  Hokus pokus!!! :)))


Akşam ise ev köftesi, tavuk ve balık seçeneklerim vardı, yanında sebze sote, yoğurt ve 1 dilim ekmek ile dolu dolu ve baya bir doyurucu bir öğündü.


Bu listede gece 9 öğününü istemedim çünkü çok ağır geliyordu 1 hafta ara verdik biz de. 

İşte bu hafta da böyle. 
Bu haftalık liste yazıları biraz monotonlaştı gibi sanki, sizler ne düşünüyorsunuz? Değişiklik ister misiniz yoksa memnun musunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.


Sevgiler.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

5. Hafta Postu :)

Herkese tekrar merhabalar,

Son postumun üstünden biraz vakit geçti, düzenim biraz sarsıldı ama aksilikleri ve yoğunluğumu suçlayacağım izninizle L Telefonumu düşürdüm ve servise göndermek zorunda kaldım, çektiğim fotoğraflar ve yazılar da bilgisayara aktarmaya fırsat olmadan telefonla gitti ne yazık ki L Bu sebepten gecikti yeni postlar özür diliyorumL

Bu posttaki listem her zaman olduğu gibi yine benim isteklerim ve ihtiyaçlarım doğrultusunda şekillendi.  Geçen hafta bağırsaklarımla ilgili sıkıntılar yaşıyordum o yüzden Tuğçe hanım bana yoğurtla karıştırıp yemem için probiyotik tavsiye etti.  Adı NBL Gold olan bu probiyotik yoğurda böyle portakallı, limonumsu bir tat veriyor ve işe de yarıyor tabii J Diyetin başlarında böyle bir sıkıntım hiç olmamıştı ama zaman geçtikçe bağırsak hareketlerimde biraz yavaşlama oldu sanıyorum ki normal bir şey.  Eğer sizlerin arasında da böyle sıkıntılar yaşanınız var ise, bu ürünü Fitiz Diet Market’te bulabilirsiniz.  Tabii bir bilene danışmayı unutmadan J

Kahvaltım bu hafta yine klasik, doyurucu üstüne bir de sarelleli kahvaltım idiJ Kahvaltıyı uzatıp keyifli keyifli yapmayı sevenlere birebir bu kahvaltı J

Ara öğünümde yukarıda bahsettiğim probiyotikli yoğurt ve yanına da gün kurusu kayısı vardı. Probiyotikli yoğurdu yine benzer etkiye sahip hem de çok lezzetli kayısı ile desteklemiş olduk. 




Öğle yemeğim yine bir önyargının yıkılışı, yine çok efsane! J
1 Ankara Simidi ile krem peynir ve yanında yeşil çay!


Fotoğrafta gördüğünüz Ankara simidi değil benim geç kalıp bulamadığım onun yerine aldığım tahıllı simit.  Sanıyorum ki kabul edilebilir bir alternatif oldu J Dünyanın en kolay ve en lezzetli öğünü ödülünü kaptı benden vallahi simitli öğünJ


Saat 3’teki ara öğünüm sütlü nescafe idi.  Fotoğrafa bakmayın neredeyse her gün havaların güzelliğini fırsat bilip Starbucksta yaptım bu öğünü ben.  Yağsız süt ile şekersiz aldığım Latte bu öğünü tam olarak karşıladı. 


Saat 5 öğünümde ise Yağsız süt ve Fitiz’in mis mutfağından çıkan kakaolu muffinleri vardı.  Yine telefonun azizliğine uğradığımdan göremiyorsunuz ama instagramda takip ediyorsanız orada bulabilirsiniz J Yoğun kakao tadını sevenler bu muffini de baya seversiniz diye düşünüyorum.  Meyvelisi de varmış ama ben çikolata, kakao aşkımdan vazgeçemediğimden hep kakaolu yedim J


Akşam yemeğim kıymalı sebze yemeği idi bu hafta.  Her akşam 8 yemek kaşığı yiyebiliyordum ki bu da dolu dolu bir tabağa denk geldi aşağı yukarı.  Yapılışı da oldukça basit ve bir tencere yaptığımız 4 gün yetiyordu.  1 kg sebze ile kıymamızı 2 yk. Yağ ile pişiriyoruz. Sonra da afiyetle yiyoruzJ Yanında yoğurt ve 1 dilim ekmek ile tükettim. 

Gece öğünüm ise 1 yoğurt ile 100 gr. Çilek idi.  Yine güne lezzetli bir kapanış J

Gecikmeler ve fotoğraflar için tekrar özür diliyorum L


Sorularınız, tavsiyeleriniz ve düşünceleriniz için yorumlara bakıyor olacağım.  Sevgiler   

27 Nisan 2015 Pazartesi

Egzersiz Zamanı


Herkese merhabalar,

Bu postu yorumlarda çok sorulan ve genel anlamda da kilo vermeye çalışan herkesin merak ettiği egzersiz konusuna ayırmak istedim.

Ben programa başlamadan önce hatta tam da başvurduğum günün sabahında “Yeter artık, bu böyle gitmez, bi’ şey yapmak lazım” düşüncesiyle evime yakın bi spor salonuyla görüşmeye gitmiştim kaydolmak için. Projeye başvurduğumda askıya aldım kaydolma işini hani olur da seçilirsem diyetle uyumlu götürebileyim diye nitekim işte buradayım hatta 1 ayım geride kaldı bile J İyi ki de askıya almışım çünkü çok sevgili diyetisyenlerim (1 değil 2 değil 3 değil tam 4 taneler :) ilk 6 hafta egzersiz yapmamamı tavsiye ettiler. Malum kilo çok, egzersize başlamadan önce biraz kilo kaybetmemin daha iyi olacağını söylediler. Bence de çok iyi oldu çünkü bu 1 ayın sonunda 5 kilo daha hafifim ve hareket etmem, esnekliğim ve dayanıklılığım bir nebze olsun arttı. Belki direkt başlasaydım çok çabuk yorulup bırakabilirdim. Ama bu haftayla beraber hafif hafif egzersize başladım. Haftada 3 gün, günde 50 dk. tempolu yürüyüş yapıyorum. Niyetim hep sabah yürümek olsa da henüz sadece 1 sabah bunu başarabildim ve akşamüstü yaptığım yürüyüşlere nazaran sabah yaptığım sanki beni daha enerjik yaptı. Yeni başlamanın getirdiği yüksek motivasyona da bağlayabilirim bunu ama bundan sonra mümkün olduğunca sabahları yürümeye devam edeceğim. Egzersiz konusunda gelişme oldukça sizlere haber vermeye de devam edeceğim tabii:)

Egzersiz dışında dikkat etmemiz gereken bir husus daha var. Ben evden çalışan bir insan olarak bazı günler bilgisayarın başında yaşıyorum resmen. Değil egzersiz, resmen hareket bile etmiyorum ve söylememe gerek yok ama bu baya yanlış. İşte bu noktada da öğrendim ki günlük en az 10.000 adım atmamız gerekiyormuş. Ben bunu ölçebilmek için telefonuma adım sayan bir program yükledim. Gün içerisinde kontrol ediyorum eğer hareketliliğim az ise kendime dışarda iş uyduruyorum ki en azından 10.000 adım atayım. Başta zor geliyordu “şimdi kim gidecek bi’ de geri dönecek ya” diyordum çünkü evimin önünde bir yokuş var evlerden ırak:) Ama her gün biraz daha ekstra çabayla daha iyiye gitmeye başladım. Sanırım bu programın bana sağlıklı beslenmek ve yaşamak dışında öğrettiği en büyük şey hiçbir şeyin birden mucizevi bir şekilde olmayacağı ve sabırla her şeyin başarılabileceği :) Kendimi zorlamadan, büyük ve ulaşılması zor hedefler koymadan her gün yeni bir adım düsturuyla yaşıyorum artık.

Umarım bu yazı aklınızdaki sorulara bir nebze olsun cevap verebilmiştir. Yorumlara bakıyor olacağım, soru ve tavsiyelerinizi bekliyorum. Bir sonraki postta görüşmek üzere :)


Sevgiler.